Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Muvazaa üçüncü kişileri aldatmak için yapılan gizli işlemdir. Muris muvazaasında ise mirasçılardan mal kaçırmak için gizli işlemler yapılır. En bilinen örneği terekeye giren bir malın mirasçılara kalmaması için satılmış gibi gösterilerek üçüncü kişiye ya da mirasçılardan sadece birine bağışlanmasıdır.
İşlemin muvazaalı olması için şu şartlar sağlanmalıdır:
- Görünen ve gizlenen olmak üzere birbiri ile uyumsuz 2 farklı işlem olmalıdır.
- Bu işlemler üçüncü kişileri aldatmak için yapılmalıdır.
- Taraflar muvazaa konusunda anlaşmış olmalıdır.
Muris muvazaasında da bu şartların sağlanması aranır. Miras bırakan kişi çeşitli sebeplerden ötürü tüm mirasçıların haklarını almasını istemeyebilir. Mesela kültürümüzde kız çocuklarının mirastan mahrum bırakıldığı istisnai durumlar görülebilir. Bu gibi durumlarda terekede bulunan mal miras bırakanın isteği ile bir kişiye satılmış gibi gösterilir. Görünürde yapılan sözleşmenin arkasında gizlenen bir başka sözleşme vardır. Mirasçılar muris muvazaası davası açarak miras bırakanın yaptığı bu tasarrufu iptal ettirebilir.
Muris Muvazaasının Şartları
Muris muvazaasının varlığından bahsetmek için şu şartlar sağlanmalıdır:
- Görünüşte bir işlem olmalıdır. Bu işlem genellikle satış ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak karşımıza çıkar.
- Görünürdeki işlemin geçersiz olduğu konusunda taraflar anlaşır. Örneğin görünürdeki işlem satış olsa dahi bedel tahsil edilmez.
- Arkada gizli bir sözleşme olmalıdır. Gizli sözleşme genellikle bağışlamadır.
- Yapıla işlemlerde mirasçıları aldatma amacı olmalıdır. Gizli ve görünürdeki işlemler mirasçıları aldatmak için yapılmalıdır.
Kimler, Hangi Mahkemede Dava Açabilir?
Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan işlemler muris muvazaası davası ile iptal ettirilir. Tüm mirasçılar dava açma hakkına sahiptir. Davalı ise muvazaalı işlemle kazanç sağlayan kişidir. Mirasçılardan biri a da hepsi dava açabilir.
Muris muvazaası görevli ve yetkili mahkeme olan taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.
Bu davanın açılması için miras bırakanın ölmüş olması gerekir. Çünkü ölene kadar bu işlemi değiştirmesi mümkündür. Herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi olmadan dava açılabilecektir.
Davanın açılması ile mirasçılar söz konusu işlemin mirastan mal kaçırmak için yapılan muvazaalı işlem olduğunu ispatlamalıdır. Miras bırakanın gerçek iradesinin belirlenmesi şarttır. Bunun için şu hususlara bakılır:
- Miras bırakan mirasçıları aldatmak amacıyla mı işlem yapmıştır?
- Taşınmazın devredildiği kişinin bu taşınmazı alım gücü var mıdır?
- Satış işlemi hayatın olağan akışına uygun mudur?
- Tapudaki ile gerçekteki satış bedeli aynı mıdır?
Bu gibi soruların yanıtı ile miras bırakanın işlemi neden yaptığı anlaşılacaktır. Gerekli incelemeleri yapan mahkeme işlemin muvazaalı olduğuna hükmederse satış iptal edilir. Taşınmazı satışı hiç yapılmamış gibi sonuç doğurur. Bu mal yeniden terekeye girer ve mirasçılar payları oranında alabilir.
Uygulamada en çok karşılaşılan örnekler miras bırakanın taşınmazı mirasçılarından birine bırakmasıdır. En çok sevilen çocuğa, eski eşten olan çocuklara, eski eşe ya da kardeşe gibi belirli kişilere yapılan özgülemeler iptal edilebilir.
Miras bırakan kendisine bakan çocuğuna minnet karşılığında kazandırmada bulunabilir. Burada diğer mirasçılardan mal kaçırma amacı yoktur. Bu gibi örnekler çoğaltılabileceği için her somut olayda miras bırakanın iradesi araştırılmalıdır. Örneğin felçli olan babasına bakan çocuğa babasının yaptığı kazandırma minnet karşılığıdır ve Yargıtay kararlarına göre iptal edilemez.
Muris muvazaası davası sadece taşınmaz mallar için açılacaktır. Çünkü taşınır malların mülkiyeti elden teslim ile diğer kişiye geçer. Burada iptal edilmesi gereken bir işlem yoktur. Muris muvazaası davası için gayrimenkul avukatlarından hukuki destek alınabilir.