0541 146 65 66
Sosyal Medya Hesaplarımız

El Atmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men-i)

El Atmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men-i)

El atmanın önlenmesi durumu kişinin malına haksız olarak müdahale edilmesi durumunun engellenmesidir.

El Atmanın Önlenmesinin Kapsamı

Tüm hakların temelini oluşturan mülkiyet hakkı, mutlak bir haktır. Türk Medeni Kanununda mülkiyet sahibine, mülkiyetinde bulundurduğu taşınmazlara karşı ortaya çıkabilecek haksız iddialara karşı bir takım yetkiler ile verilmiştir. Bunlardan biri de malı haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı açılacak olan müdahalenin meni davasıdır. Kamulaştırmasız el atma halinde de bu dava ile el atmanın önlenmesi istenebilir.

Türk Medeni Kanunu Madde 683:

Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.

Söz konusu kanun maddesinde mülkiyete haksız müdahale halinde malike 2 imkan tanınmıştır. Bunlardan ilki istihkak davasıdır. Bu davada malın geri alınması amaçlanır. İkinci imkan ise el atmanın önlenmesidir. Bu davada ise haksız müdahalenin sona erdirilmesi istenir.

Hukuki bir kamulaştırma işlemi yapılmamış olan mallara karşı mülkiyet konusu taşınmazlar üzerinde hak iddia edilmesi mülkiyet hakkını ihlal etmektedir. Türk hukukunda kamulaştırılmasız el atma karşısında etkili hukuksal yöntemler yoktur.Bu yüzden de bu tür davalar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülmektedir.

El Atmanın Önlenmesi Davası Ne Zaman Açılır?

Bir malın kullanma, yararlanma ve tüketme hakları malike aittir. Malikin tüketme hakkına müdahale halinde istihkak davası açılır. Kullanma ve yararlanma haklarından birine haksız bir müdahale olması halinde el atmanın önlenmesi istenir. Bu davayı açabilmek için şu şartlar aranır:

  • Davacı taşınmazın maliki olmalıdır. Malik ölmüşse mirasçılar dava açabilir. Dava anında malik olunması şarttır.
  • Taşınmaza bir haksız saldırı ya da müdahale olması gerekir. Taşınmaza bir saldırı olması ve bu saldırının haksız olması gerekir. Yani hiçbir hakkı olmadığı halde o taşınmaz üzerinde hak iddiası olmalıdır. Yersiz bir saldırı olmalıdır. Saldırı devam ederken ya da sona erdikten sonra dava açılabilir. Saldırı devam ediyorsa dava açıldığı zaman haksız müdahalenin durdurulması istenir.
  • El atmanın önlenmesi davasında süreler söz konusu değildir. TBK genel zamanaşımı sürelerine uyularak her zaman dava açılabilir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu 38. Maddesi müdahalenin engellenmesi ya da zararın karşılanması ile ilgili dava açma süresini 20 yıl ile sınırlandırılmıştır. Ancak bu madde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.

El Atmanın Önlenmesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

El atmanın önlenmesi davasında kişilerin mülkiyet hakkına direkt olarak bir saldırı söz konusudur. Bu bağlamda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetki için de HMK genel yetki hükümleri mutlak suret ile uygulanmalıdır. Yetkili mahkeme taşınmazın olduğu yer mahkemesidir.

Ancak bu durumun istisnası da bulunmaktadır. Eğer ortada el atmanın önlenmesi davasının konusu bir taşınmazın varlığı ise bu durumda taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmalıdır.

El Atmanın Önlenmesi Davası Hangi Durumlarda Açılmaktadır?

El atmanın önlenmesi davasının açılacağı haller kanunla sınırlanmamıştır. Uygulamada karşılaşılan pek çok durumda açılması mümkündür. El atmanın önlenmesi davasının açıldığı durumlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Başkasına ait olan tarla üzerinde hasat yapılmış olması el atmanın önlenmesi davasının açılmasına bir sebep oluşturur.
  • Kat karşılığı olarak inşaat sözleşmesine göre yapılan binada, müteahhit projeye aykırı olacak şekilde eğer kaçak kat yaparsa, arsa sahipleri haksız olan bu müdahaleden dolayı yapılan kaçak katın yıktırılmasını talep edebilirler. Bu yüzden de el atmanın önlenmesi davasını açabilirler.
  • Başkasına ait olan bir tarladan çıkan suyu, kendi tarlasına aktaran kişiye karşı el atmanın önlenmesi davası talebinde bulunulabilir.
  • Hisseli olan tapularda hisse sahiplerinden birisi, diğer hisse sahibinin gayrimenkulü kullanmasını engelliyorsa bu durumda hak mahrumiyeti yaşayan taraf, el atmanın önlenmesi davasının açılması talebinde doğrudan bulunabilir.
  • Satış işlemleri tamamlanmadan bir gayrimenkulü kullanmaya başlayan alıcı kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası da yine açılabilmektedir.

Uygulamada genellikle taşınmaz üzerine haksız yapı inşa edilmesi, taşınmazın yol olarak kullanılması gibi çeşitleri görülür.

Dava Nasıl Açılır?

Taşınmaza haksız müdahale olması halinde bu dava açılacaktır. Yetkili asliye hukuk mahkemesi tarafından el atmanın önlenmesi kararı verilir. Bu mahkeme ilamı, ilamlı icra ile icraya konur. İcra dairesi tarafından işgale son verilir.

El Atmanın Önlenmesi Davasında Tazminat

Eğer haksız müdaheleden ötürü malik zarara uğramışsa bu zararların da tazmini istenir. Örneğin haksız yapı inşa edilmişse yıkılır ve sebep olduğu diğer zararlar tazmin edilir. Tazminat davası olarak haksız işgal tazminatı denilen ecrimisil davası açılır. Bu tazminat bir maddi tazminattır.

El atmanın önlenmesi davası görülürken ecrimisil davası dava içinde görülür. Ayrı bir dava açmaya gerek yoktur. Ancak dava karara bağlandıktan sonra tazminat talep edilecekse ecrimisil davası açmak gerekir.

Konu İle Alakalı Yargıtay Kararı

Elatmanın Önlenmesi ve Yıkım

1. HD., Esas 2013/17754 Karar 2014/2177 Tarih 11.2.2014
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Baydın’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunulmuştur.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne; yıkımının fahiş zarar doğuracağı, davalının kötü niyetli olduğu, asgari levazım bedelinin ödenmediği gerekçesi ile de yıkım isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle kayden davacıya ait çekişme konusu 1215 parsel sayılı tarla nitelikli taşınmazın mahkemece yapılan uygulama sonucu fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokili raporda (A) harfi ile işaretlenen 370 m2 yüzölçümlü bölümünün davalı tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığı, davalının iyiniyetli olmadığı saptanarak elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
Karar
Davacının temyiz itirazına gelince; davalının haricen satın almadan kaynaklanan kişisel hakkını bayiine (haricen satın aldığı) yöneltebileceği, davalı bakımından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 725.maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediği, her ne kadar mahkemece yıkımın fahiş zarar doğuracağı kabul edilmiş ise de, belirlenen bina bedellerine göre yıkımın fahiş zarar doğurmayacağı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davacı taşınmazı içerisindeki davalıya ait binaların yıkılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Davalı, gayrimenkulü kullanmakta haklı olduğuna yönelik delilleri dava aşamasında mahkemeye sunacaktır. Ancak eğer davalının haklı bir sebebi varsa açılacak bu davanın kaybedileceği bilinmelidir.