Bölge İdare Mahkemesi ve Görevleri
İdari yargı alanında genel görevli bir üst derece mahkemesi olan bölge idare mahkemesinin temel kuruluş amacı istinaf incelemesini yapmaktır. Hakimler Savcılar Kurulu tarafından belirlenen yargı çevresi içerisindeki idare ve vergi mahkemeleri kararlarına karşı yapılan istinaf başvuruları Bölge İdare Mahkemelerinde incelenerek karara bağlanır.
Ayrıca vergi ve idare mahkemeleri arasında oluşan yetki ve görev uyuşmazlıkları da Bölge İdare Mahkemesi tarafından giderilir.
Bölge İdare Mahkemelerinin Yargılama Usulü
Bölge İdare Mahkemelerindeki yargılamalar kural olarak yazılı bir şekilde yapılır. Evrak üzerinden yapılan incelemelerin ardından tarafların talebi olmasa bile mahkeme dava için gerekli gördüğü her türlü belge ve bilgiyi kendiliğinden ilgili kurumlardan ya da taraflardan talep edebilir.
Yargılamaların duruşmasız ve evrak üzerinden yapılması nedeni ile bu süreçte ifade alınması ya da tanık dinlenmesi gibi delillere başvurulmaz. Ancak evrak incelemesinin tamamlanması ve gerekli bütün bilgi ve belgenin toplanmasının ardından mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapabilir. Dosyadaki tüm eksiklikler giderildikten sonra üç kişilik heyet halinde konu hakkında karar verilir.
Bölge İdare Mahkemesine İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır?
Vergi ve idare mahkemeleri tarafından verilmiş olan kararlara karşı 30 gün içerisinde bölge idare mahkemesinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. İstinaf başvurusu hakkında başvuru yapılacak olan kararın verildiği mahkemeye bir dilekçe ile yapılır. Bu mahkeme tarafın yaptığı istinaf başvurusu sonrasında dilekçe ve dava dosyalarını görevli ve yetkili bölge idare mahkemesine gönderir.
Not: Konusu 5 bin Türk Lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve iptal davalarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Bu davalarda ilk derece mahkemesinin verdiği karar kesin karar hükmündedir. Ayrıca ivedi yargılama usulüne tabi davalarda da istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir.
Bölge idare mahkemesinde gerçekleştirilen istinaf incelemesinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar hukuka uygun bulunursa yapılan istinaf başvurusu reddedilir. Eğer kararda kolaylıkla düzeltilebilecek maddi yanlışlıklar varsa istinaf incelemesini yapan heyet bu yanlışlıkları düzelterek ilk derece mahkemesi ile aynı kararı verir.
Eğer bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan kararı hukuka aykırı bulursa tarafın gerçekleştirdiği istinaf başvurusunu kabul ederek ilk derecek mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verir. Bu durumda istinaf incelemesini yapan heyet uyuşmazlık konusu hakkında yeniden bir hüküm kurar.
Görev ve yetki konusundaki uyuşmazlıklarda tarafın istinaf başvurusunun haklı olduğu yani davaya ilk derece mahkemesi olarak görevsiz veya yetkisiz bir mahkemenin baktığının anlaşıldığı durumlarda bölge idare mahkemesi dosyayı görevli ve yetkili mahkemeye gönderir.
Bölge idare mahkemeleri tarafından verilmiş olan bazı kararlarda temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Bu kararlar kesindir. Bu konuda kararın verilmesinin ardından bölge idare mahkemesi dosyayı ilk derece mahkemesine gönderir. İlk derece mahkemesi tarafından karar 7 gün içerisinde tebliğe çıkarılır.
Bölge İdare Mahkemesi Kararlarına Karşı Temyiz Başvurusu
Bölge idare mahkemeleri tarafından verilmiş olan bazı kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurmak mümkündür. Kararın tarafa tebliğ edilmesinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabilecek kararlar şu şekildedir:
- Düzenleyici işlemlere karşı açılmış olan iptal davaları,
- Konusu 100.000 Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile idari işlemler ile ilgili olarak açılmış olan davalar,
- Belirli bir meslekten, öğrencilik statüsünden ve kamu görevinden çıkartılma neticesini doğurmakta olan işlemlere karşı açılan temyiz davaları,
- Ticari faaliyetin icra edilmesini süresiz ya da 30 gün veya daha fazla süre ile engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları,
- Daire başkanı ve üst düzey kamu görevlilerinin, müşterek kararname ile gerçekleştirilen atama, görevden alma ve naklen atama işlemleri hakkında açılmış olan iptal davaları,
- İmar ve parselasyon işlemleri nedeniyle açılmış olan davalar,
- Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ile Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından itiraz üzerine verilmiş olan kararlarla, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun uygulamasından doğmuş olan davalar,
- Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar,
- Ülke genelinde yapılan öğrenim veya bir meslek ya da sanatın icrası veyahut kamu hizmetlerine giriş için gerçekleştirilen sınavlar hakkında açılmış olan davalar,
- Liman, yat limanı, kurvaziyer limanı, iskele, rıhtım, akaryakıt boru hattı gibi çeşitli kıyı tesislerine işletme izni sağlanmasına dair mevzuat hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan davalar,
- 3996 sayılı “Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkındaki Kanun”un uygulanmasından ve 4283 sayılı “Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun”un uygulanmasından kaynaklanan davalar,
- 3218 sayılı “Serbest Bölgeler Kanunu” hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan davalar,
- 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan davalar.
- Düzenleyici ve denetleyici kurullarca görevli oldukları piyasa ya da sektörlerle ilgili olarak alınmış olan kararlara karşı açılan davalar.
Bölge İdare Mahkemesinde Görülen Davalarda Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilmesi
Yürütmenin durdurulması kararı nedir?
Yürütmenin durdurulması, aleyhine iptal davası açılmış olan işlemin idarece davanın neticelenmesi beklenilmeden uygulanması durumunda bireylerin zarara uğramasını engellemek amacı ile verilen geçici nitelikte bir karardır.
Bir idari işleme yönelik olarak dava açılması o idari işlemin yürütmesini durdurmaz. Dava açan tarafın aynı zamanda mahkemeden yürütmenin durdurulmasını istemesi gerekir. Mahkemece yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde, o dava dosyası öncelikli olarak incelenerek karara bağlanır.
Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için;
- İdari işlemin uygulanması durumunda, giderilmesi güç ya da olanaksız zararların doğacak olması,
- İdari işlemin açık bir şekilde hukuku aykırılık teşkil ediyor olması gerekmektedir.
Bu iki şartın bir arada gerçekleşmesi durumunda davalı idarenin savunması alınarak ya da savunma süresinin geçmesinin ardından mahkeme gerekçeli bir şekilde yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. Yürütmenin durdurulması kararları gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçe idari işlemin neden hukuka aykırı olduğunda ve uygulanması durumunda ne tür zararlar vereceğini içermelidir.
Eğer idari işlem uygulanmakla etkisi tükenecek olan işlemlerden ise mahkeme idarenin savunmasını almadan da yürütmenin durdurulması kararını alabilir. Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.
Yürütmenin durdurulmasını isteyen tarafın sunduğu dilekçelerden istemin yerinde olmadığı açık bir şekilde anlaşılabiliyorsa, davalı idarenin savunması alınmadan da istem reddedilebilir.
Yürütmenin Durdurulması veya Yürütmenin Durdurulmasının Reddi Kararlarına İtiraz
Yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilmiş olan kararlar; karar Danıştay dava daireleri tarafından verilmiş ise konusuna göre İdarî ya da Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına bu konuda itiraz edilebilir. İtirazın gerçekleştirildiği merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren 7 gün içerisinde karar vermek mecburiyetindedir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Aynı gerekçelere dayanarak ikinci defa yürütmenin durdurulması talebinde bulunulamaz