İdari İşlemlerin İptali Davası
İptal davası idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yolu ile denetlenmesini sağlayan bir mekanizmadır. Bu dava yolu ile idari işlemler yetki, şekil, sebep, amaç ve konu yönlerinden biri açısından hukuka aykırı olup olmadıkları ele alınır. İptal davasını idari işlemden menfaati ihlal edilenler açabilir. İptal davaları niteliğine göre idare ve vergi mahkemelerinde açılır. Bazı iptal davalarına Danıştay ilk derece mahkemesi olarak bakmaktadır.
İdari yargı ile verilen kararlar idarenin takdir yetkisini elinden alamaz. Yani idari yargı yerindelik denetimi yapma yetkisine sahip değildir. İdari yargının yetkisi sadece idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğu ile sınırlıdır.
İptal Davası Açma Süresi Nedir?
İşlemin tebliği ve niteliğine göre iptal davasının açılma süresi kanunda belirlenmiştir. Buna göre;
Genel Dava Açma Süresi
Kanunda belirtildiği üzere genel dava açma süresi Danıştay ve idare mahkemelerinde açılacak davalarda 60 gün, vergi mahkemelerinde açılacak davalarda ise 30 gündür. Bu süreler kanunda hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, sürenin geçmesinin ardından kişi iptal davası açamaz.
Özel Dava Açma Süresi
İdari yargıda dava açma süresi kural olarak işlemin ilgilisine yazılı olarak tebliğ edilmesinden itibaren başlar.
- Vergi, harç ve resimler ile benzer mali yükümlülükler ve bunların ceza ve zamlarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda; tahakkuku tahsiline bağlı vergi cinslerinde tahsilat, tebliğ yapılması gereken hallerde tebliğ, tevkif yolu ile tahsil edilen vergilerde istihkak sahiplerine yapılan ödeme, tescile bağlı olan vergi türlerinde tescilin yapılmasını izleyen günden itibaren dava açma süresi başlar. İdarenin mükellefe dava açması gereken durumlarda dava açma süresi, ilgili merci ya da komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden itibaren başlar.
- Adresleri belli olmayan gerçek ve tüzel kişilere özel kanunlarında yer verilmiş hükümler uyarınca ilan yoluyla bildirim yapılır.Bu hallerde dava açma süresi özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça yapılan son ilanın tarihini izleyen günden itibaren 15 gün sonra işlemeye başlar.
- Düzenleyici İşlemlere Karşı Dava Açma Süresi: Yönetmelik, tüzük, tebliğ gibi düzenleyici işlemlerin mevzuatta düzenlendiği biçimde ilan edilmesi gerekir. Yayınlanan düzenleyici işleme karşı dava açma süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Fakat düzenleyici işlemin kendisine karşı uygulanması ile kişi hem düzenleyici işleme hem de uygulanan eyleme karşı birlikte dava açabilir. Yani düzenleyici işlemin yayınlanmasının üzerinden 60 günlük süre geçmiş olsa da bu işlem kişinin menfaatlerini ihlal edecek biçimde uygulandığında, kişi hem uygulamanın hem de düzenleyici işlemin iptali için idari yargıya başvurabilir.
İdare İşleme Karşı Üst Makamlara Başvurma Halinde İptal Davası Açma Süresi
İlgili, idari davayı açmadan önce, uygulanan idari işlemin kaldırılması, değiştirilmesi, geri alınması ya da yeni bir işlem yapılmışını üst makamdan, eğer üst makam yoksa işlemi gerçekleştirmiş olan makamdan talep edebilir. Bu talep süresi dava açma süresini geçemez. İşleme karşı idareye başvurulduğunda dava açma süresi durur.
Eğer idare ilgilinin başvurusuna karşı 60 günlük süre içerisinde herhangi bir cevap vermezse istek zımnen reddedilmiş sayılır.
İşlemin idare tarafından reddedilmesi veya cevap verilmeyerek reddedilmiş sayılması durumunda dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye başlar.
İdari Makamlara Bir Eylem veya İşlem Yapılması Amacıyla Başvurulması Durumunda İptal Davası Açma Süresi
Ortada iptal davasına konu olabilecek herhangi bir işlem ya da eylem yokken kişi idareye başvurarak bir işlem veya eylem yapılmasını isteyebilir. Bu isteğe 60 gün içerisinde cevap verilmezse idare tarafından istek reddedilmiş sayılır. Bu tarihten itibaren ilgili 60 gün içerisinde idare ve vergi mahkemelerinde dava açabilir.
İdare tarafından süresi içinde verilen cevap net değilse ilgili bu cevap ile istemin reddedildiğini varsayarak yargı yoluna başvurabileceği gibi idarenin cevabını netleştirmesini de bekleyebilir. Bu bekleme süresi içerisinde dava açma süresi işlemez ancak bu süre 6 ayı geçemez.
İdare tarafından cevap verilmediği halde ilgili 60 günlük süre içerisinde dava açmamış olabilir. İlgilinin dava açma süresinin geçmesinden sonra idare tarafından bir cevap verilirse yeniden 60 günlük bir dava açma süresi oluşur.
İdari İşlemlerin İptal Davasına Konu Edilebilmesinin Koşulları
İdari işlemler belirli nitelikleri taşımaları durumunda iptal davasına konu edilebilirler. Bu işlemler kamu otoritesinin bir sonucu olduğu için tek taraflı olarak kişilerin üzerinde etkiye sahip olurlar. Buna karşı çıkabilmek ve hakkını savunabilmek hukuk devletinin bir gerekliliğidir. İdari işlemlerin iptal davasına konu edilebilmesi için;
- İdari işlem, kamu idaresi tarafından ortaya konulmuş olmalıdır.
- İdari işlemin amacı kamu hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak olmalıdır.
- İdarenin tek taraflı irade açıklaması ile tesis ettiği bir işlem olmalıdır.
- İdari işlem kesin bir sonuç ortaya koymalı ve icra edilebilir bir işlem olmalıdır.
İdari işlemler bireysel ve düzenleyici işlemler olarak ikiye ayrılır. Bireysel idari işlemler, gerçek veya tüzel kişilerin menfaatleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olan işlemlerdir. Düzenleyici idari işlemler ise idarenin düzen ve işleyişini sağlama amacına sahiptir. Düzenleyici işlemler yönetmelik, genelge, tüzük, tebliğ gibi işlemlere denilir. Düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal davaları Danıştay’da açılır.
İdari Davalarda Dava Açma Ehliyeti
İdari davalarda dava açma ehliyeti medeni hakları kullanma ehliyetinin yanı sıra, dava konusu edilecek işlem ile davacı arasında belirli bir menfaat ilişkisinin olmasını gerektirir. İdare hukuku kapsamında bu menfaat ilişkisine sübjektif ehliyet adı verilir. İdari işlem sebebi ile açılan bir davada menfaat ihlalinin söz konusu olmaması durumunda açılan davanın sübjektif dava ehliyeti yokluğu gerekçesi ile reddedilir.
İdari davalarda sübjektif dava ehliyeti şu şekilde dallandırılır:
- Kişisel menfaatin ihlali nedeni ile iptal davası açma ehliyeti,
- Toplumu ilgilendiren alanlarda iptal davası açma ehliyeti,
- İdarenin kollektif işlemlerine katılanlar tarafından iptal davası açma ehliyeti
Kişisel Menfaatin İhlali Nedeni İle İptal Davası Açma Ehliyeti
Menfaat ihlali kavramı hak ihlaline oranla daha geniş bir yetkiye sahiptir. Menfaat ihlalinde doğrudan bir zarar olmasına gerek yoktur. Menfaat ihlali ile idari dava açabilmek için kişinin dava konusu idari işlem ile makul ve ciddi maddi veya manevi bir ilişkisi olduğunu ispat edebilmesi yeterlidir.
Gelecekte gerçekleşmesi muhtemel bir menfaat ilgisi, iptal davası açma hakkını vermez. İdari yargıda her somut olay özelliklerine göre incelenerek menfaat ilişkisinin varlığı araştırılır.
Toplumu ilgilendiren alanlarda iptal davası açma ehliyeti
Menfaat ihlalinin varlığı toplumu ilgilendiren alanlarda daha geniş olarak yorumlanır. İmar, çevre, kültürel ve tarihi değerlerin korunması söz konusu olduğunda geniş bir kitlenin iptal davası açma ehliyeti olduğu kabul edilir. Danıştay tarafından kabul edilmiş olan içtihada göre meslek kuruluşları, barolar, dernekler gibi bazı özel kurumların toplumu ilgilendiren alanlarda iptal davası açma yetkisi olduğu kabul edilmiştir.
İdarenin kolektif işlemlerine katılanlar tarafından iptal davası açma ehliyeti
İdare hukukunda kolektif işlemler, birden fazla kişinin ortak iradesi ile karar almasıdır. Genel olarak belediye meclisleri tarafından alınmış olan kararlar buna örnektir.
İdarenin kolektif işlemlerine katılanlar tarafından iptal davası açılabilmesi için dava açmak isteyen kişinin idari işleme muhalif kalması ve bunun karardan anlaşılabilir olması gerekir.
İptal Davası Açma Sebepleri
İdari işleme karşı iptal davası, işlemin yetki, sebep, şekil, konu açılarında hukuka aykırı olmaları durumunda açılabilir.
İşlemin yetki bakımından hukuka aykırı olması:
Bir idari makam, kanun tarafından açıkça yetki verilmemiş bir idari işlemi gerçekleştiremez. İdare hukukunda karine idarenin yetkisizliğidir. İdarenin yetkisi istisna olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle idare hukuki açıdan yetkisini ispatlamak durumundadır. Yetkisiz bir idare tarafından yapılan işlemin daha sonra yetkili bir idare tarafından onaylanması da işlemin hukuka aykırı olmasını önlemez.
İşlemin şekil bakımından hukuka aykırı olması:
İdari işlemlerin gerçekleştirilmesi belirli şekil şartlarına bağlanmıştır. Geçerli bir idari işlem ancak mevzuatta öngörüldüğü şekilde yapılması ile mümkün olabilir. Bu sıkı şekil şartlarına uygun olarak gerçekleştirilmeyen idari işlemlere karşı iptal davası açılabilir.
İşlemin sebep yönünden hukuka aykırı olması:
İdarenin bir idari işlemi gerçekleştirme gerekçesi idari işlemin sebebidir. İdari işlemler kamusal hizmetin görülmesi amacını taşımalıdır. İdari işleme kaynak olan sebep hukuka ve gerçeğe aykırı ise idari yargıda işlemin iptali kararı verilir.
İşlemin konu nedeniyle hukuka aykırı olması:
İdari işlemlerde konu, o idari işlem dolayısı ile meydana gelecek neticedir. İdari işlemde konu nedeniyle hukuka aykırılık, esasa dair hukuk kurallarının yanlış ya da eksik uygulanmasıyla ortaya çıkar.
İşlemin amaç bakımından hukuka aykırı olması:
İdare tarafından tesis edilen tüm idari işlemlerde amaç kamu yararıdır. Bazı durumlarda kanunlar bu amacın dışında bazı özel amaçlar için de idari işlemler tesis edilmesini gerektirebilmektedir. Ancak her türlü idari işlemin amacına, amacının da hukuka uygun olması gerekir.
İdari İşlemlerin İptali Davası ve Yürütmenin Durdurulması Kararı
Yürütmenin durdurulması, aleyhine iptal davası açılmış olan işlemin idarece davanın neticelenmesi beklenilmeden uygulanması durumunda bireylerin zarara uğramasını engellemek amacı ile verilen geçici nitelikte bir karardır.
Bir idari işleme yönelik olarak dava açılması o idari işlemin yürütmesini durdurmaz. Dava açan tarafın aynı zamanda mahkemeden yürütmenin durdurulmasını istemesi gerekir. Ancak vergi mahkemesinde, vergi uyuşmazlıklarından kaynaklanan davaların açılması, tarh edilen vergi, harç, resim ve benzer mali yükümlerin ve bunların ceza ve zamlarının dava konusu edilmiş olan kısmının tahsilini durdurur. Fakat işlemden kaldırılmış olan vergi dava dosyalarında tahsil işlemleri devam eder. İşlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme alınması ve ihtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine gerçekleştirilen tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar tahsil işlemini durdurmaz. Bu aşamada tahsil işleminin durdurulabilmesi için ayrıca yürütmenin durdurulması istenmelidir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için;
- İdari işlemin uygulanması durumunda, giderilmesi güç ya da olanaksız zararların doğacak olması,
- İdari işlemin açık bir şekilde hukuku aykırılık teşkil ediyor olması gerekmektedir.
Bu iki şartın bir arada gerçekleşmesi durumunda davalı idarenin savunması alınarak ya da savunma süresinin geçmesinin ardından mahkeme gerekçeli bir şekilde yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. Yürütmenin durdurulması kararları gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçe idari işlemin neden hukuka aykırı olduğunda ve uygulanması durumunda ne tür zararlar vereceğini içermelidir.
Eğer idari işlem uygulanmakla etkisi tükenecek olan işlemlerden ise mahkeme idarenin savunmasını almadan da yürütmenin durdurulması kararını alabilir.
Yürütmenin durdurulmasını isteyen tarafın sunduğu dilekçelerden istemin yerinde olmadığı açık bir şekilde anlaşılabiliyorsa, davalı idarenin savunması alınmadan da istem reddedilebilir.
Yürütmenin Durdurulması veya Yürütmenin Durdurulmasının Reddi Kararına İtiraz
Yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilmiş olan kararlara karşı bölge idare mahkemesine 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. İtirazın gerçekleştirildiği merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren 7 gün içerisinde karar vermek mecburiyetindedir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Aynı gerekçelere dayanarak ikinci defa yürütmenin durdurulması talebinde bulunulamaz
İdari İşlemin İptali Kararının Neticeleri
İdari işlemin idari yargıda açılan iptal davası ile iptal edilmesinin ardından, ilgili idari işlem tesis edildiği ilk andan geçerli olmak üzere tüm sonuçları ile birlikte yürürlükten kalkar. İptali gerçekleşen idari işlem dava açmamış olan ilgililer bakımından da iptal edilmiş olur.