Havasızlık (Asfiksili) Nedeniyle Ölümlerin Kriminal İncelemesi
Bu ölümleri mekanizmalarına göre şöyle sınıflayabiliriz:
1. Solunum yolundaki engeller (mekanik asfiksi); akciğerlere yeterince oksijen gitmemesi sonucu meydana gelen ölümler;
· Üst solunum yolundaki engeller; asılma, boğma (ip, el), ağzın veya burnun tıkanması
· Alt solunum yolundaki engeller; suda soğulma, yabancı cisim
2. Ortamda yeterli miktarda oksijenin olmaması; solunan havanın bileşim bozukluğu;
· Oksijenin azaldığı, yerine diğer gazların arttığı durumlar (yangın CO vb.),
· Havanın normal bileşimde olmasına karşın diğer gazların arttığı durumlar (havagazı kaçakları vb.),
· Kanın oksijen taşıma kapasitesinin azalmasına bağlı ölümler (akut masif hemorajiler, akut CO ektoksikasyonlarında olduğu gibi);
3. Atmosfer basıncına bağlı olarak oksijenin azalması; dokulara birim zamanda ulaşan oksijen miktarının akut olarak azalmasına bağlı ölümler (şoklarda olduğu gibi),
4. Solunum hareketlerinin durması; bazı elektrik çarpmalarında olduğu gibi,
5. Akciğer, kalp hastalıklarına bağlı asfiksiler,
6. Dokuların oksijeni alamaması sonucu meydana gelen ölümler, solunum enzimlerini bloke eden kimyasal maddelerle meydana gelen entoksikasyonlarda olduğu gibi,ir, çabuk meydana gelir, yüz şiş ve mordur. Dudaklar ve kulak çeperleri daha mordur. Tırnaklar mordur. Ölü sertliği çabuk oluşur ve serttir. Cürüme erken başlar. Gözler kanlı ve dışarı fırlamış gibidir. Dil d, işler arasında sıkışmış, ağızdan ve burundan kanlı köpük gelir.
7.1. Asılmak
Bir ucu sabit yere bağlanmış, diğer ucu ilmek, halka vb. şekilde boyuna geçirilmiş bağın vücudu tam veya yarı olarak askıya alarak solunum yolunun tıkanması veya boyundaki sinirlerin tazyiki (kırıklar) sonucu meydana gelen zorlamalı ölümdür.
Asılarda orijin; ası olayında öncelikle intihar akla gelir. Cinayet; seyrek rastlanır, uygulanması zordur. Hile ile yatalak, sarhoş, ikna ile yapılmış olabilmektedir. Kaza nadiren görülür, küçük çocuklarda veya mesleklerle ilgili olarak.
Ası olayında kullanılan bazı terimler vardır. Bunlar:
1. Ası vasıtası: boyna geçirilen ve boynu daraltmak amacıyla kullanılan her türlü eşyadır. İp, mendil, kemer, ütü ve elektrik kablosu v.b.
2. Ası noktası: Ası vasıtasının diğer ucunun bağlı olduğu yerdir.
3. Ası çizgisi (ip izi, telem): Ası vasıtası ile meydana gelen ve ası vasıtası çıkarıldığında boyun bölgesinde görülen izdir.
4. Ölünün durumu: Cesedin hiçbir noktası yer ile temas etmiyor ise buna tam ası, cesedin belli noktaları yer ile temas ediyor ise buna tam olmayan ası adı verilir.
5. Boyundaki ipin durumu: Ası ipinin halka kısmının önde, düğüm kısmının ise arkada olduğu ası şekline tipik ası, halka kısmının boyun yan taraflarında veya ensede, düğümün ise halkaya göre ense haricinde yer aldığı ası şekillerine ise atipik ası adı verilir.
6. Ası vasıtasında iki tip ilmek görülür. Bunlar kayan ve sabit ilmek şeklindedir. Kayan ilmekte ası vasıtası, ası anında boynu çepeçevre saracak şekilde yerleşim gösterirken, sabit ilmeklerde yerleşim yukarıda tanımlanan biçimdedir.
Ası olayında olay yeri ve keşif muayenesi;
· Olay yerinin aşamaları ile inceleyiniz. Şahsın asılı bulunduğu yer ve çevresi araştırılır, olay yerinin krokisi çizilir.
· Olay yerinde şahsın üzerine çıkabileceği masa, sandalye, merdiven gibi eşyaların olup olmadığı, varsa cesede göre son pozisyonları incelenir.
· Tavan–yer yüksekliği, ası noktası–düğüm arası, olay tam ası ise cesedin topuk–yer mesafesi gibi ölçümler yapılır.
· Olay yerin tam tespit ediniz kroki çiziniz, fotoğraf, video kamera yakın/ detay, orta, geniş çekiniz.
· Olay hakkında olay yerinde erken yorum yapmayınız, fikir yürütmeyiniz. Bu bulgu toplamanızı ve soruşturmada elde edeceğiniz bilgileri etkiler. Ankara Çubuk 2002, intihar polis ve davanın devamı).
· Boyundaki ilmeği bozmadan, ilave ip yardımıyla ası vasıtasını çıkartınız.
· Cesetteki dış görünen lezyonları ayrıntılı tanımlayınız.
· Olay yeri çevresinde bulunan materyal varsa ilaç kutusu, kusmuk, çarpma, kırılmalar vb. ile örnekler alınız tespit ediniz.
· Düğüm bozulmadan, ası noktası ile düğüm arasından ip kesilerek ceset indirilir.
· Ölü muayenesi yapılarak diğer bulgular kayıt edilir ve otopsi sonucu beklenir.
· Olayın oluş şekli, ölüm sebebi ve orijin hakkında olay yerinde ön yargıya varılmaz ve fikir yürütülmez. Çünkü intihar amacıyla şahsın kendini astığı olaylar olduğu gibi, başkası tarafından öldürülmüş bir kişi de intihar süsü verilmek amacıyla ipin ucuna asılmış olabilir (Adli Otopsiler ve Adli Patoloji, 2007).
· Ası vasıtasının boyundaki durumu incelenir. Bu incelemede ası vasıtasının cinsi, yeri (genellikle larinks ile çene arası), tipik–atipik olması (düğüm ile halkanın pozisyonları), seyri araştırılır. Düğümün yapılış şekli incelenir.
· Düğüm korunmak şartı ile ikinci bir ip kullanılarak halka kısmından ası vasıtası kesilir ve saklanır.
Dış muayenede saptanan ve kayıt edilmesi gerekenler; cesedin genel görünümü: Ası atipik ise yüz şiş ve mor olabilir. Ceset belli bir süre ipe asılı beklemiş ise ölü morlukları ellerde ve ayaklarda belirginleşmiştir. Penis ve testislerde şişme olabilir. Meni ve dışkı tespit edilebilir, fakat bir önemi yoktur. Cesedin el sırtı, dirsek, diz, topuk gibi bölgelerinde etrafa çarpmaya bağlı sıyrık ve ufak ekimozlar olabilir. Eski veya yeni, önceki intihar girişimi izleri olabilir. Yüz soluk, dil dişler arasından dışarı çıkmış ve parşömenleşmiş olabilir.
Teleme ait özellikler; telem genellikle çene ile larinks arasındadır. Ası vasıtasının boyunda dolanış adedine göre telem oluşur. Telemin genişliği ve derinliği, ası vasıtasına ve asılı kalma süresine bağlıdır. Telem önceleri soluk renkte olup, daha sonra kuru ve kahverengi bir hal alarak parşömenleşir. Telemin en derin yeri halkanın olduğu taraftadır. Telem düğüme doğru yükselici, yüzeyelleşici vasıf gösterir. Bu özellikle sabit ilmeklerde barizdir. Fakat kayan ilmek hazırlanmış ise, telem boynu çepeçevre saran ve her yerde derinliği aynı olan bir özellik gösterir. Telemin altında ve üstünde veya birkaç sıralı ise arasında sıyrık ve ekimozlar görülebilir. Ası vasıtası ile cilt arasına gömlek–kazak yakası, mendil sıkışmış ise telem süreklilik göstermez, aynı zamanda ası vasıtası olarak yumuşak bağ kullanılmış ise telem çok hafiftir veya hiç oluşmayabilir (Adli Otopsiler Ve Adli Patoloji, 2007).
7.2. Boğma
Bir kişinin boyun bölgesine ip, bağ, el, ön kol veya herhangi bir sert cismin (örneğin sopa, cop, silah kabzası gibi) dıştan aktif bir kuvvet ile uygulanması sonucu, hava yolları ve/veya damarların tam veya kısmen kapatılması ile oluşturulan eyleme boğma denir.
Elle Boğma
Bir kişinin boynunun önden veya arkadan, bir veya iki el vasıtasıyla sıkıştırılması sonucu çeşitli mekanizmalar aracılığıyla oluşan ölümlerdir.
Elle boğma olgularının büyük çoğunluğu cinayet olup, adam öldürme, çocuk öldürme, aile içi şiddet ve cinayet ile cinsel suçların eşlik ettiği cinayet olgularında sık kullanılan bir yöntemdir. Nadiren boyna yönelik çeşitli eylemler sırasında kaza sonucu oluşmuş ölüm olguları da bildirilmiştir. Elle boğma olaylarında mağdur çoğunlukla yeni doğan, çocuk, yaşlı, sakat veya zayıf kuvvette bireylerdir. Eylem direkt insan kuvvetine bağlı olduğundan genellikle mücadelelidir ve ölüm süresi uzayabilir, cesetlerde bunlarla ilgili bulgulara rastlanabilir. Elle boğmada cinayetle beraber ağız, burun bölgelerde de yaralanmalar meydana gelmesi mümkündür. Maktulun boynunda, yüzünde, ensesinde parmakların tazyikinden meydana gelen ekimoz ve tırnaklardan oluşan sıyrıklar ve yaralar gözlenebilir. Lezyonlar çok belirgin ve yaygın olabileceği gibi ya çok hafif ya da hiç oluşmayabilir. Çoğu zaman diğer asfiksili ölüm şekilleri (ağız–burun kapanması, karın–göğüs tazyiki gibi) ile birlikte olabilir.
Olay yeri sahnesinde ve keşfinde tanısı oldukça zor olan, dikkatli incelemeyi gerektirir. Soruşturma, muayene ve otopsi bilgileri önemlidir.
Olay yeri keşfi ve adli ölü muayenesi sırasında mutlaka fotoğraf çekilmesi sağlanmalı, cesedin tırnak altlarından tekniğine uygun örnekler alınmalı, anal ve vaginal yayma yapılmalıdır.
Cesette dış bulguları; saldırganın tek elini, her iki elini ya da kolunu kullanmasına göre boyun cildinde değişik travmatik bulgular saptanır. Bunlar yüzeysel ya da derince sıyrıklar ve ekimozlardır. Bazı vakalarda tipik tırnak sıyrıkları da görmek mümkün olabilir. Saptanan lezyonlar boynun çeşitli bölgelerinde, düzensiz şekillerde olabilir. Ancak bazı olgularda belirtilen bulgular gözlenmeyebilir. Boyun bölgesindeki kalın havlu ya da kazaklar bazı kişilerde cilt bulgularının meydana gelmesine engel olabilir.
– Boyundaki tırnak izlerinin konkavitesine bakarak failin kullandığı eli ve/veya duruş yönünü kesin olarak belirtmek zordur.
İple / Bağla Boğma
Bağla boğma aktif bir kuvvet kullanılarak ip ya da benzeri bir cisimle bir kişinin boynunun sıkılması olayıdır.
Büyük çoğunluğu cinayet olup, nadiren bu yöntem kullanılarak yapılmış intiharlara (turnike usulü) da rastlanılmıştır. Kravat vb. ile kendini boğma olabilmektedir. Sabit bir noktaya bağlanır. Çok seyrek kaza olarak gözlenmektedir. Cinayette daha çok çocuk öldürme usulüdür. Normal bir şekilde normal insanı bağla boğmak zordur. Güç, kişi fazlalığı, uyutup, uyuşturup boğmak mümkündür. Önce etkisiz hale getirme başına vurma vb. etkisiz hale getirme ile boğma (Gök, s.123). Katil ile maktul arasında boğuşma olur ve bu izler aranmalıdır. Suikast silahı olarak kullanılmaktadır.
Bu tür olgularda olay yeri keşfinde; olay yeri incelemesinde cesedin pozisyonu, boyundaki bağın durumu ve varsa düğümün şekli incelenmelidir. Cesedin fotoğrafı çekilmelidir. Mutlaka anal–vaginal yayma yapılmalıdır. Cesedin tırnak altlarından kazıntı örnekleri tekniğine uygun olarak alınmalıdır. Kesinlikle otopsi kararı verilmelidir.
Cesette dış bulgular; kullanılan bağın cinsine göre boyunda oluşan boğma çizgisinin (ip izi, ligatür izi) görünümleri farklı olacaktır. Bağla boğma olayında boğma çizgisinin üstünde kalan yüz ve boyun bölgesi asıya göre daha belirgin konjesyon, ödem ve peteşiyal kanamalar gösterir. Boyundaki bağ ilmek kısmı korunmak şartıyla, asıda tarif edilen şekilde kesilerek çıkarılır ve saklanır. Boğma çizgisi (ip izi, ligatür izi): Boynun değişik seviyelerinde vücut eksenine dik, boğma vasıtasının boyna dolanma sayısı kadar, her tarafta aynı derinlikte, çoğunlukla soluk ve yumuşak bazen parşömenleşme nedeniyle sert ve koyu renkli deri çöküntüleridir. Boyunda ip izi dışında mağdurun bu cisimden kurtulmak istemesi sırasında meydana gelen sıyrıklar da olabilir bu tür bulguları değerlendirirken çok dikkatli olmak gerekir. Boyun diseksiyonunda cilt altı yumuşak dokularda ekimozlar, bazı olgularda boyun organlarında özellikle tiroitte kapsül altı kanamalar, boyun kıkırdaklarında nadiren kırıklar görülebilir. Ancak bu bulguların hiçbirinin meydana gelmediği vakalar da çoktur. Venöz obstrüksiyona bağlı olarak, yüz ve boyun bölgesinin koyu rengi, ciltte peteşi alanları rastlanan bulgulardandır. Naylon ip, tel, kablo gibi ince cisim kullanılmış ise iz derin, dar ve belirgindir. Aksine havlu, çorap, mendil, atkı gibi yumuşak cisim kullanılmış ise iz ya hiç oluşmamış ya da siliktir. Cisim yumuşak ise veya hemen uzaklaştırılmışsa boğma izi başlangıçta soluktur. Zamanın geçmesine bağlı olarak iz kurur, sertleşir ve kahverengi bir renk alarak parşömenleşir. Bağın altında yaka, eşarp veya buna benzer cisimler kalmış ise izde devamlılık görülmez.
Dikkat edilmesi gerekenler;
· Bağ ilmeğini bozmadan çıkarınız ve saklayınız.
· Çürüme ve şişmeye bağlı olarak boyundaki yaka, atkı, eşarplar boyunu sıkıştırabilir ve soluk bir hat oluşturur. Bu postmortem artefakt ile gerçek boğma izinin ayrımını iyi yapınız.
· Yaşlılarda ve yeni doğanlarda ölümden sonra başın öne doğru eğik kalması ile oluşan yalancı telem ile boğma izinin ayrımına dikkat ediniz.
· Otopsiyi geciktirmeyiniz ve iyi diseksiyon yapınız. Boyunda diseksiyona bağlı artefakt kanamaları oluşturmayınız.
Boyun Kıskacı (Boyun Kilidi)
Elle veya bağla boğma eylemlerinden daha farklı olarak, bu bölgeye kol veya uzunca sert cisimlerle yapılan bası olayıdır. Bu tür olgularda trakea ya da karotis basısı sonucu ölüm meydana gelebilir. Boyun cildi ve cilt altında, yumuşak doku ve organlarda çeşitli travmatik bulgular görülebilir. Hiç bir bulgu da saptanmayabilir.
7.3. Suda Boğulma
Herhangi bir sıvının üst hava yolları ya da hava pasajının daha alt düzeylerine girmesi sonucu gelişen çeşitli mekanizmalarla akut derin hipoksi ve/veya anoksinin meydana gelmesi ile gelişen ölümlerdir.
Vasıtasız boğulma (mücadeleli); yüzme bilmemek, bir yere takılma, kramplar, su içinde araç hayvan çarpması sonucu meydana gelen ölümlerdir.
Vasıtalı boğulma; şok, dolaşım sistemleri, patolojik olaylar sonucu meydana gelen boğulmalardır.
Suda boğulmaların sınıflandırılması;
a. Kuru (atipik) boğulma: Kişinin ağız ve burnunun girdiği ya da vücudunun bulunduğu ortamdaki sıvının alt hava yollarına girmediği, ancak kişinin bu sıvı ortama girdiği ya da sıvının üst hava yollarına çarptığı anda gelişen laringospazm veya vazovagal mekanizma ile gelişen kardiyak arrest etkisi ile meydana gelen ölümlerdir.
b. Islak boğulma: Kişinin ağız ve burnunun girdiği ya da vücudunun bulunduğu ortamdaki sıvının alt hava yollarına kadar aspire edilmesi sonucu meydana gelen ölümlerdir. Bu tür ölümlerde aspire edilen suyun özeliğine göre ölüm mekanizmalarının farklı olduğu saptanmıştır. Tatlı suda boğulmada: Hipotonik olan su hızla pulmoner vasküler sistemden absorbe olur. Hemodilusyon, hipervolemi, hemoliz meydana gelir, K+artar, ventriküler fibrilasyon gelişir. Deniz suyu gibi tuzlu sularda ise: Sudaki tuzların hızlı diffüzyonu olunca vasküler yataktan alveol boşluğuna sıvı kaybı ile osmotik denge sağlanmaya çalışılır, bu hemokonsantrasyon, hipovolemi, hypotansiyon, bradikardi, ağır pulmoner ödem gelişimi ile ölüme neden olur. Bu mekanizmaların işleyişinde farklılıklar olabileceği de bildirilmektedir.
Ölüm orijini; kaza; sıklıkla olmaktadır. Sularda veya şuur kaybı gibi durumlarda ağza suyun dolması (bir kaşık suda boğarım). Bir sarhoş kar üstüne düşerek sızmış ve nefesinin erittiği kar suyu ile boğulmuştur. İntihar sık başvurulan bir yöntemdir. Eller ve ayaklar bağlı, cepler–çanta taş vb doldurulur (İstanbul– 2007, iki lise öğrencisi kardeş benzer şekilde denizde boğulmuş olarak bulundu). Cinayet; seyrek rastlanır. Çocuk öldürmelerde veya kurnazlıkla hile ile iterek, etkisiz hale getirerek(başına vurarak, ilaçla uyutarak) boğmak söz konusudur. Bolu cinayeti, kadının başına vurularak etkisiz hale getirilir sonra su dolu kovada boğulur (Suçlu-Kurban Arasındaki İzler, 2005).
Cesette cebir şiddet izleri bulunmuyorsa, ayakları elleri bağsız, üzerinde ağırlık yoksa erişkinlerde intihar akla gelir. Yeni doğmuş ve küçük çocuklarda cinayet olması mümkündür.
Yetişkinlerde cebir şiddet izleri olmaması, üzerinde ağırlık çıkmazsa her üç ölümde akla gelir. Ayrıca suya düşmede, atlamada çarpma izleri olayı farklı anlatabilir. Onun için olay yeri sahnesinin geniş düşünülmesi gerekir. Örneğin elbiselerinin bulunduğu yer, suya atlana bilinen yerler ve buralara bulgular dikkat edilmelidir. Yaralanmalar suyun içinde meydana gelmiş olabilir (deniz hayvanları ve araçları). Kurşun, bıçak yaraları ve yerleri önemlidir. Silahla intihar eden kişinin aynı zamanda suya atlaması mümkündür.
Ayrıca suya düşen kişinin zemine çarpması sırasında meydana gelen ciddi travmatik lezyonlar ölümü kolaylaştırabilir. Kişide var olan bazı hastalıklar, ilaç ya da benzeri bir kimyasal madde etkisinde bulunma suda boğulmayı kolaylaştırabilir. Ölüm üst solunum yollarına giren suyun kanın oksijenlenmesine engel olması, suyun fiziksel ve kimyasal özelliklerine karşı bu bölümdeki mukoza yanıtına bağlı olabileceği gibi, suyun karın veya larinkse çarpması sonucu gelişen reflekslere bağlı olarak gelişen larinks spazmına da bağlı olabilir.
Cesette dış bulgular; suda boğulmanın, diagnostik olabilecek “mantar köpüğü” hariç dış bulgusu yoktur. Aşağıda sayılanlar sadece cesedin belli bir müddet su ortamında kaldığının göstergesi olup, suda boğulma teşhisini koydurmazlar.
1. Cilt ıslak ve soğuktur.
2. Ölü morlukları çabuk oluşur ve daha yaygındır, bazen koyu bazen pembedir.
3. Cilt ürpermiştir ve tavuk derisi görünümünü alır. Penis, testisler ve memeler büzülmüştür. Suda kalmanın delilidir. Canlı boğulmanın bulgusu değildir.
4. Cilt masere olup, ellerde ve/veya ayaklarda çamaşırcı kadın eli ve ayağı görünümü vardır. Parmaklardan başlayan soyulma gözlenir.
5. Cesetler genellikle geç saptandıklarından çürümeye ait bulgular vardır.
6. Su canlılarına veya ortamdaki taş, sopa, kaya veya dal gibi şeylere sürtünme izleri vardır. 8– Su araçlarına ait izler olabilir.
7. Ceset su yüzüne çıkmış ise baş, kol ve ayakların aşağı sarkmasından dolayı hipostazın buralarda yoğunlaştığı ve çürümenin genellikle baştan başladığı görülür.
8. Canlı iken suyun inhale edildiğine dair vital bir bulgu olarak sadece ağız ve burun etrafında beyaz renkte bazen hafif kanla bulaşık bir köpük (Mantar köpüğü) görülebilir. Köpük beyaz kitle halinde, bazen kirli kırmızı renkte mantara benzer ve suda boğulmanın dış belirtisidir.
Dikkat edilmesi gerekenler;
1. Suda boğulmaya ait çok kesin bir bulgu saptanamayabilir.
2. Cesetteki travmatik lezyonlar iyi değerlendirilmelidir.
3. Şahsın eşyaları ve giysileri incelenmelidir.
4. Çürüme birçok bulguyu maskeleyebilir veya değiştirebilir, dikkatli inceleme yapılmalıdır.
5. Soğuk su ve tuzlu su cesedin çürümesini bir müddet geciktirebilir, ölüm zamanını değerlendirirken göz önüne alınmalıdır.
Bakınız; kamp eğitimi, ıslak–sulu–sualtı alanlarda kriminal incelemeler
7.4. Tıkama – Tıkanması
Genel olarak mekanik asfiksiler başlığı altında da toplanan bu tür ölümler; mekanik olarak dış ve iç solunum yollarının kapanması veya solunan havadaki oksijenin yetersizliği veya yokluğu sonucu meydana gelirler.
A. Ağız ve burun tıkama: Ağız ve burnun kapanması sonucu solunum pasajına hava girmemesi nedeniyle meydana gelen ölümlerdir. Ağız veya burun elle veya yumuşak madde ile tıkanması mümkündür (havlu, yastık vb.).
Olayın orijinini; büyük ve küçüklerde ayrı değerlendirmek gerekir. Orijin olarak birinci sıra kaza, ikinci sırada intihar nadiren cinayet akla gelir. Küçüklerde ve yeni doğmuş çocuklarda cinayettir. Süt çocuklarında kaza meydana gelebilmektedir (annenin emzirirken). Okul çağı çocuklarında cinayettir. Özellikle tecavüz olaylarında bağırmasının önlenmesi için ağız ve burun kapatılır. Büyüklerde ağız ve burun kapatılarak intihar zordur. Cinayet ise seyrek olsa da yastık, naylon torba ya da benzeri cisimleri başına geçirip, sıkıca bağladıkları görülmektedir. Bu yolla daha çok, zayıf düşmüş yatalak hastaların, ya da küçük çocuk ve bebeklerin öldürüldüğü cinayetlere rastlanmaktadır.
Dış muayenede, burun, ağız çevresi, yanaklar ve çene bölgesinde elle bastırmaya bağlı olarak gelişen lezyonlar saptanır. En önemli iki tanesi tırnaklar ile oluşan sıyrıklar (tırnak izleri) ve parmaklar ile oluşan ekimozlardır. Sklera ve konjonktivada peteiyal kanamalar da görülebilir. İç muayenede, yanak yumuşak dokuları ile çiğneme kaslarında ve parotis lojunda ekimozlar görülür. El ile dişler arasında sıkışan dudakların iç yüzlerinde dişlere uyan bölgelerde ufak laserasyonlar ve ekimozlar gelişebilir. Bunun haricinde nonspesifik genel patolojik değişiklikler görülür.
Dikkat edilmesi gerekenler;
1. Bu tür olgularda ceset muayenesinin ve olay yeri incelenmesinin büyük önemi vardır.
2. Mutlaka otopsi yapılmalıdır.
3. Sistemik toksikolojik analiz için doku, idrar ve kan örneği alınmalıdır.
4. Ölüme katkısı olabilecek hastalıkların ekarte edilmesi açısından histopatolojik tetkik için örnekler alınmalıdır.
B. Ağız ve solunum yollarında yabancı cisim kaçması: Solunum yollarının (alt) yabancı cisimlerle tıkanması sonucu gelişen ani ölümlerdir. Her yaşta görülmesi mümkündür.
Olayın orijini kaza ve cinayet olabilir. Yenidoğan ve çocuk öldürme usulü olarak ağız ve boğaza yabancı cisimler (pamuk, mendil, parmak ucu) sokulabilir ve daha sonra çıkarılır. Bu tür olgularda yabancı cismin saptanması ancak otopsi ile mümkün olup, nadiren bu bölgelerde travma izlerine rastlanır. Mama ve oyun çağı çocuklarında kazadır. Büyüklerde kazadır. Cinayet seyrektir. Diğer asfiksi ve yaralama unsurları ile birlikte bulunur. Ses çıkarması için başına vurulması ve ağzının tıkanması gibi. İntihar mümkündür ancak görülmemektedir.
Ağız ve burun bölgesinde detaylı inceleme ile bulgulara rastlanması mümkündür.
C. Karın ve/veya göğüs tazyiki (travmatik asfiksi): Karın veya göğüs bir tazyik altında kalması sonucu solunumun yapılaması sonucu ölümdür. Çoğunlukla kaza orijinlidir, yetişkin cinayetlerde karşılıklı boğuşma izleri bulunur. Keşifte olayın oluş şekli görülmüş ise, çoğunlukla tanısı kolaydır, fakat bu olgulara da mutlaka otopsi yapılmalıdır.
· Dış muayenede; baş–boyun ve göğsün üst kısmında morumsu–siyah renkte konjesyon çok belirgin olur. Bu renk baskıya uğrayan bölgenin üst kısmında yer alarak alt kısımdan belirgin bir hat ile ayrılır (pelerin tarzında ekimoz, ekimoz maskesi). Bu alanda çok sayıda peteşiyal kanamalar da bulunur.
· Diri gömülme; küçüklerde cinayet mümkündür. Yetişkinlerde iş kazası olarak ortaya çıkmaktadır.
D. Pozisyonel (postüral) asfiksi: Özellikle alkol ve ilaç entoksikasyonu altında bulunan şahısların dar bir alana baş aşağı pozisyonda sıkışmaları sonucu kaza orijinli olarak meydana gelmektedir. Şahsın hareket etmesini engelleyecek derecede dar olan bu alanda nefes alması da engellenmektedir.
E. Havasız yerde kapalı kalma (çevresel asfiksi): Şahsın bulunduğu ortamdaki oksijenin yetersizliğinden kaynaklanan asfiksili ölümlerdir. Belli bir süre için kapalı alanda kalan şahıs çevresindeki oksijeni tüketerek azaltır. Atmosferdeki oksijen oranı, % 12–16’ya düşerse ciddi tehlike, % 5’e indiğinde ise ani bilinç kaybı ve hipoksi ile ölüme yol açar. Çoğunlukla kaza orijinli olan bu ölümlere en klasik örnek eski kilitli buzdolapları içine girerek mahsur kalan çocuk ölümleridir. Denizaltı içinde, maden ocaklarında ve sığınaklarda bu şekilde toplu ölümler görülür. Bu tür olaylarda ölüm nedeni tek başına otopsi ile saptanamaz. Çünkü viseral konjesyon haricinde başkaca dış ve iç bulgu yoktur. Olay yeri incelemesi ile birlikte diğer ölüm nedenlerinin dışlanması sonucunda ölüm sebebi saptanabilir.
F. Boğucu gazlarla tıkanma: Boğucu gazların etkisi, toksisitelerine bağlı olmayıp, ortamdan oksijeni uzaklaştırarak çevresel hipoksi yaratma şeklindedir ve kapalı yerlerde, kömür ocağı patlamalarında, bataklıklarda, mağara, tahıl depo ve silolarında, mahzenlerde, sığınaklarda, kimyasal madde–mazot–benzin tanklarının içini temizleme sırasında, yangınlarda ve bazı laboratuarlarda izlenir. Karbondioksit ve metan en sık rastlanılan iki boğucu gazdır. Çoğunlukla kaza orijinlidir. İntiharlara rastlanmaktadır. Cinayeti doğrudan gaz zehirlenmesine bağlamak zordur. Ancak olayı perdelemek, intihar, kaza süsü vermek için cinayetten sonra ortama gaz verilmesi mümkün olmaktadır. Olaylarda kusur oranlarının belirlenmesi için olay yeri sahnesinin belgelenmesi önemlidir.
7.5. Kimyasal Asfiksiler
Kimyasal asfiksilerde genellikle gaz şeklindeki bir maddenin solunmasıyla oksijenin hücre seviyesinde kullanımı engellenmektedir. Günlük hayatta karşımıza en sık çıkan üç tanesi şunlardır;
A. Akut karbon monoksit zehirlenmesi; Karbonmonoksit (CO) renksiz, kokusuz, tatsız ve nonirritan özelliklere sahip bir gazdır. Oksijene göre hemoglobine bağlanma afinitesi 200–300 kat daha fazladır. Bu yüzden hemoglobindeki oksijeni uzaklaştırarak kendisi bağlanır ve doku hipoksisi yapar. CO ayrıca direkt hücresel seviyede toksik etki de yapar. Zehirlenme ile ortaya çıkan kas güçsüzlüğü ve halsizliği baş gösterir. Çok tehlikeli olan bu etki sonucunda şahıs zehirlendiğinin farkında olsa bile, bu ortamdan kendini uzaklaştıracak gücü bulamaz. Bu yüzden olay yerinde bazı kurbanlar kapı koluna uzanmış veya yakalayıp açamamış vaziyette bulunurlar.
Akut CO zehirlenmesi; bacasız sobalar, mangal, ocak, kömür sobaları, banyo ve mutfakta kullanılan gazların yetersiz yanmaları veya baca sistemlerinin olmaması ya da baca tıkanıklıkları sonucu, maden ocaklarında, kireç ocaklarında ve yangınlarda sık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Orijin olarak en sık kazadır. Araçların egzos gazı boru ile kabin içine verilerek yapılan intiharlar da mevcuttur (Ankara–İskitler–1999, otomobil içinde intihar). Havada 5000’de bir oranında CO bulunduğunda 5–6 saatte ölüm meydana gelmekteyken, 500’de bir oranında olunca birkaç dakikada ölüm meydana gelebildiği saptanmıştır. Kanda %10 düzeyinde bulunduğunda baş ağrısı, baş dönmesi, kulaklarda çınlama gibi klinik bulgular izlenir. Kan düzeyi arttıkça kusma, bulantı, uykuya meyil ve takatsizlik gelişir. Kan düzeyi %50’yi bulduğunda artık bilinç kaybı ve koma meydana gelir. Çoğunlukla kan düzeyi %60–75’e ulaştıktan sonra ölüm meydana gelmektedir, Çocuklarda, yaşlılarda kan COHb’nin öldürücü düzeyi normal yetişkinlere oranla daha düşüktür. Alkol almış ve sigarası ile uykuya dalmış bir şahsın düşen sigarası çok yavaş ve alevsiz bir yangın oluşturarak öldürücü miktarda CO meydana getirebilir (Adli Otopsiler ve Adli Patoloji, 2007).
Dış bulgular; ölü morluklarından dolayı cilt pembe renklidir(bu durum siyanür ve donarak ölümlerde de gözlenir). Olay yeri ve çevre detaylı incelenmelidir. İç muayene ve otopsi önemlidir, bilgiler değerlendirilmelidir.
Dikkat edilmesi gerekenler;
3. Yangın ortamında kalmış cesetlerden kan alma imkânı yoksa o zaman büyük adalelerden veya kemik iliğinden örnekler alınmalıdır.
4. COHb çürümeye oldukça dayanıklı bir karmaşık olduğu için, çürümüş cesetlerden de örnek alınması mümkündür (kan, adale, kemik iliği) ihmal etmeyiniz.
5. Ölümde rolü olabilecek başka faktörleri ekarte etmek için histopatolojik inceleme yapılmalıdır.
B. Akut siyanür zehirlenmesi: (Hidrojen siyanür–HCN / Potasyum siyanür–KCN). Solunum zincirindeki bazı enzimleri (sitokrom oksidaz ve karbonik anhidraz) bloke ederek hücreler tarafından oksijenin alınmasını engellemektir. Sonuçta histotoksik hipoksi veya anoksi (sellüler hipoksi) meydana gelir. Olay sıklıkla kaza orijinli olup, ağaçların, meyvelerin ve gemilerin dezenfeksiyonu sırasında görülmektedir. Kimya laboratuarlarında çalışanlarda, evdeki fare ve diğer zararlıların yok edilmesi sırasında da zehirlenmeler olabilir. Kimyagerler, doktorlar, fotoğrafçılar ve altın işleyiciler tarafından yutulmak suretiyle intiharlar görülmektedir.
Otopside bulguları önemlidir. Yangınlarda sentetik polimer ürünlerin yanmasıyla da HCN oluşur ve öldürücü etki yapar. Kanda 5 mg/ml siyanür tespit edilmesi şahsın yangın ortamında canlı bulunduğunun delili olarak kabul edilmektedir.
C. Hidrojen Sülfür (H2S) Zehirlenmesi: Organik maddelerin fermantasyonu ile oluşan bu gaz özellikle lağımlarda, mahzenlerde, mağaralarda, petrol ve kimya endüstrisinde sık olarak bulunur. Ölüm sıklıkla kaza orijinli olup, ortamdaki %0.1–0.2 konsantrasyonu hızlı ölüm yapabilir. Öldürücü kan düzeyi %0,9–3.8mg/L’dir. Ölüm methemoglobin oluşumuna bağlı anemik hipoksi sonucu meydana gelmektedir.
Otopside özellikler; Cesette ölü lekeleri ve kan daha koyu renklidir. Bu renk redükte hemoglobin yüksekliğine ve methemoglobine bağlıdır. Çeşitli derecelerde nonspesifik genel patolojik değişiklikler görülür. Sistemik toksikolojik ve histopatolojik incelemeler için doku örnekleri ve kan alınmalıdır.
7.6. Madde Bağımlılığı
Madde bağımlılarında karşılaşılabilecek ölüm nedenleri;
1. Doğrudan maddenin kimyasal etkisi ile ortaya çıkan akut ya da kronik entoksikasyonlar,
2. Uzun süreli alımlara bağlı olarak gelişen sistemik hastalıklar ve komplikasyonları,
3. Madde alımı sırasında bulaşan enfeksiyonlar,
4. Madde alınmasına bağlı bilinç bozukluğu sırasında meydana gelen her türlü kazalar (travmalar, yangınlar, ilaç etkileşimleri v.b.),
5. Madde alımına bağlı kişilik değişiklikleri etkisiyle gerçekleşen olaylardır.
Bu tür olgularda mutlaka dikkatli bir tıbbi anamnez alınmalı, otopsi yapılmalı, standart teknikle toksikolojik ve histopatolojik incelemeler için organ örnekleri alınmalıdır.
7.7. Elektrik Çarpması
Elektrik akımına bağlı ölümler; kaza, intihar ve cinayet orijinli olabilmektedir. Kaza sıklıkladır. İntihar vakalarına rastlanmaktadır. 1999 Ankara Çankaya, iş adamı bürosunda ayak parmaklarına elektrik kablolarını bağlar, fişi prize takarak intihar ede. Cinayet pek rastlanmaz, ancak mümkündür. Olayın perdelenmesi mümkündür. İntihar, kaza gibi algılanabilir.
Elektrik akımının organizmada meydana getirebileceği zararları belirleyen faktörler:
1. Akımının tipi, şiddeti, frekansı, voltajı, süresi,
2. Vücudun direnci, akım kaynağı ile vücut arasındaki iletkenler, akımın vücut içindeki yoludur.
Akımın şiddetinin artmasıyla, meydana gelen zararın arttığı saptanmıştır. Elektrik akımının yakma etkisi voltaj ve vücudun direncine bağlıdır. Voltaj ve direnç arttıkça zarar daha ağır olmaktadır. Elektrik akımına maruz kalma şüphesi olan ölümlerde mutlaka otopsi yapılmalıdır. Ancak ölümle sonuçlanan olgularda akım şiddeti ve derinin gösterdiği direnç nedeni ile histopatolojik olarak da tanı koymak her zaman mümkün olamamaktadır (Adli Otopsiler ve Adli Patoloji, 2007).
7.8. Seksüel(Otoerotik) Asfiksiler
Otoerotik asfiksiler bazı seksüel aktiviteler sırasında seksüel stimülasyon oluşturmak için hipoksiyi indüklemek amacıyla kullanılan yöntemler sonucu kaza ile meydana gelebilir. Sıklıkla erkeklerde izlendiği bildirilmesine karşın, son dönemlerde kadınlarda da görülmektedir. Kullanılan yöntemler içinde en sık olarak boyun bölgesine dolanmış bir bağ ile oluşturulmak istenen hipoksik girişime rastlanmaktadır. Bunun yanında vücudun değişik bölgelerinin veya dış genital organların bağlanması, başa naylon torba geçirilmesi, maskelerin kullanılması vajen veya rektuma yabancı cisim penetrasyonu ile birlikte olan girişimler de görülmektedir. Bu tip olguların değerlendirilmesinde olay yeri incelenmesi önemli bir yer tutar. Cesetlerin izole bir ortamda ve seksüel aktiviteleri için uygun bir konumda oldukları gözlenir. Cesetlerin bulunduğu ortamda ayna, pornografik yayın, bazı stimulan gereç veya aletlere rastlanabilir. Kişilerin erotik giysiler içinde ve mastürbasyon yapma girişiminde oldukları gözlenebilir. Ölüm mekanizması çoğunlukla hipoksiye bağlı olabileceği gibi, nadiren vazovagal inhibisyona bağlı refleks kardiak arreste bağlı da olabilir. Dış ve iç muayene bulguları akut derin hipoksi ve anoksiye bağlı ölüm olgularında izlenebilecek bulgular ile uygunluk gösterir (Adli Otopsiler Ve Adli Patoloji, 2007).
Akara–Bahçelievler, üniversite öğrencisi(20 yaş) evinin banyosunda başında poşet geçirili halde ölü olarak bulunur. Olay cinayet olarak algılanır. Olayın orijini nedir? Cinayet, intihar, kaza?
Dikkat edilmesi gerekenler;
· Olay yeri sahnesi iyi incelenmeli, tespit edilmelidir (porno görüntüler, seksüel hareket yapmayı sağlayan malzemeler, giysiler, vb.,
· Tanıda en önemli araştırma basamağını oluşturan seksüel aktivite ile ilgili bilgiler ve bulgular toplanmalı, fotoğraflar çekilmelidir.
· İyi bir anamnez (hikâye) alınmalı, kişinin psikolojik durumu ve seksüel davranışları konusunda bilgi edinmelidir.
· Mutlaka otopsi yapılarak, alınan örneklerden toksikolojik ve histopatolojik inceleme yapılmalıdır.
Bu alanlarda bilirkişi, kriminal inceleme, uzman görüşü hizmeti verilmektedir.
Bilirkisiraporlari.com da yayınlamakta olan her makale kurucu bilirkişilerimiz tarafından yazılmış olup yayınlanmış eserlerden oluşmaktır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında korunmaktadır. İzinsiz kopyalanması yasaktır.