0541 146 65 66
Sosyal Medya Hesaplarımız

Gülay Uygun’un Şüpheli İntiharı

Gülay Uygun’un Şüpheli İntiharı

Aleyna Çakır’ın ölümü ardından başlatılan araştırmada tüm dikkatler Ümit Can’a çevrilmişti. Ümit Can’ın annesi Gülay Uygun hakkında da ‘yurtta kalan genç kızları gece hayatına yönlendirildiği’ iddiası üzerine soruşturma başlatmıştı. Gülay Uygun, dün gece şüpheli intihar ile hayatını kaybetti. Gülay Uygun’un ölümüne ilişkin detaylarda Gülay Uygun’un ölüm nedeninin ilk tespitlere göre ateşli silah olduğu ve darp izinin bulunmadığı ifade edildi.

Gülay Uygun (48) ilk incelemeye göre bir intihar notu bırakarak yaşamına son verdi. Yakın akrabalarını ziyarete gideceğini söyleyerek evinden ayrılan Gülay Uygun’dan bir daha haber alınmayınca, yakın akrabaları polise haber verdi. Bir süre kayıp öğretmen arandı. Daha sonra Gülay Uygun yakınları tarafından bir akrabasının evine yakın dağlık alanda başından silahla vurulmuş halde bulundu. Gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde, Gülay Uygun’un öldüğü tespit edildi. Yapılan ilk incelemede ise Gülay Uygun’un intihar ettiği belirlendi.

Gülay Uygun’un ölü bulunduğu yerden geçen bir kamyon şoförü, “Aracımla hafriyat sahasına girerken olayın olduğu yerden bir erkek sesi duydum. Olay yerinin yukarısına çıktığımda beyaz bir araç gördüm. Bir erkek intihar etti zannettik” dedi.

Aleyna Çakır‘ın ölümüyle ilgili hakkında soruşturma başlatılan Gülay Uygun‘un dün dağlık alanda ölü bulunmasına dair yeni bir gelişme yaşandı.

Müge Anlı ile Tatlı Sert programına bağlanan bir kadın izleyici, dün sabah saatlerinde araçla parka gelen Uygun’un bir erkekle beyaz araca bindiğini, sonra da camide kadının kayıp anonsunun geçtiğini söyledi.

Yayına bağlanan bir kamyon şoförü ise kadının ölü bulunduğu alana yakın bir yere hafriyat götürdüklerini ve o esnada bir erkek sesleri duyduğunu söyledi. İsmini vermek istemeyen şoför, şunları söyledi:

“Aracımla hafriyat sahasına girerken olayın olduğu yerden bir erkek sesi duydum. Olay yerinin yukarısına çıktığımda beyaz bir araç gördüm. Toprak yolda araç kullandığımdan silah sesini tam net duymadım. Sesleri duyan orada çalışan ağabeyler de dışarı çıktılar. Hatta ağabeyler ‘Bağıran çocuk kendi canına kıydı’ dediler. Bir erkek intihar etti zannettik. Ben aracımdaki hafriyatı döküp yarım saatte geldiğimde bir yunus ekibi ve ambulans gelmişti. 30-40 dakika sonra. Oradaki arkadaşlarda olayı görmedi sadece bağırma sesi duydular. İntiharın olduğu yere yürüyerek gidilecek bir yer değil. Oraya dolmuş ve otobüs yok.”

​Cesedin bulunduğu yere gelen Ümitcan Uygun, annesi hakkında öne sürülen iddialara tepki gösterdi. Ümitcan Uygun, olayı takip eden Müge Anlı‘yı hedef alarak “Ben her zaman sessiz kaldım. Fakat bu saatten sonra sessiz kalamam. Benim annem, sizin suçlamalarınız yüzünden kafasına sıktı. Ben hepsinden şikayetçiyim” dedi.

 Ümitcan Uygun’un babası ise eşinin ölmeden önce “Ölümümden Müge Anlı suçludur yazılı bir not bıraktığını ileri sürdü. İçişleri Bakanlığı ve  Cumhurbaşkanlığı‘na çağrı yapan baba Uygun, “O orada oturan adam kızına kendi tecavüz etmiş. O Allahsız var ya Müge Anlı, Allahsız. Allah onu perişan atsın. Sayın savcılar, Sayın Süleyman Soylu eşimin yanında yazan kelime şu ‘Müge Anlı için öldürdüm kendimi.'” diye konuştu.

Avukat Çağatay Cengiz de Müge Anlı’nın programında dile getirilen iddiaları hatırlatarak “Gülay Uygun sabah saatlerinde bana ‘Bu iftirayı nasıl kaldıracağım’ diye mesaj attı. Akşam saatinde cansız bedeniyle karşılaştık” dedi.

Ailenin tepkisi ve iddiaları üzerine bugün canlı yayında açıklama yapan Müge Anlı ise, şunları kaydetti:

  • “Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna’nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıp‘tan gelecek rapora bağlıdır.O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleynalar ölsün istemiyorum.
  • Bizim ekibe telefon açıp ‘Soruşturma başlatıldı, intihar etti’ deniyor. O zaman herkes intihar etsin. Siz de benim hakkımda ‘Allahsız’ demişsiniz. O zaman ben de gidip intihar edeyim. Bu ne demek? Bu işlerin peşini bırakın‘ demek. Niye bırakalım? Bırakmayacağız.”

Müge Anlı ile programa bağlanan kişi arasında geçen konuşmalar

Müge Anlı: Silah sesini ne zaman duydunuz?

– Silah sesini tam duyduğuma emin değilim. Ben duyduğum erkek sesinden yola çıkarak, erkeğin intihar ettiğini düşündüm. Ben aracımı yukarı çıkıp dökene kadar gelen sürede (30-40 dk), bir yunus ekibi ile ambulans gelmişti. Yarım saat 40 dakika sonra geldiler.

Müge Anlı: O zaman sizin burada başka arkadaşlarınız da var olayı gören ya da duyan?

– Evet, birkaç arkadaş daha var. Onlar sesi daha net duyduğu için dışarı çıktılar.

Müge Anlı: Hanımefendi kayıp olduğu gün parktan beyaz bir araca binip gidiyor. Daha sonra bu beyaz araç yeniden şantiyede gözüküyor. Bir erkek sesi var, daha sonra silah sesi duyuluyor. Daha sonra bu ölüm yaşanıyor… İntihar ettiği yer, yürüyerek gidilecek bir yer değil mi beyefendi?

– Yürüyerek gidilecek bir yer değil; çünkü hafriyat döküm yerlerini uzak yerlere belirler belediye. Oralara dolmuş otobüsle gidemezsiniz. Dolmuş otobüsle ulaşım yok.

Müge Anlı: Ama burada bir şey var. Anlatılan, bu aile için de önemli. Aile buradan da bilgi alsın. Aile, kadını ararken kadın parktan beyaz bir arabayla alınıyor ve hafriyat alanına götürülüyor. Bir kadın niye arabayla alınsın da hafriyat alanına götürülsün?

Müge Anlı: Bir hanımefendi de rahmetlinin çalıştığı yurttan aradı. Biz daha önce bu konuyla çok şikayette bulunduk, biz şikayet ettik; ancak biz suçlu bulunduk dedi. Teyit ettik hanımefendiyi, o kurumda çalışmış. Demek ki bir arı kovanına çomak sokmuşuz, Allah hayır etsin bakalım.

İsmini vermek istemeyen bir görgü tanığı canlı yayına bağlandı ve şunları söyledi:

Dün, kadının ölmeden önceki saatlerde biz parkta otururken, Ümitcan’ın kardeşi ve o kadının erkek kardeşi gelmişlerdi. Ondan öncesinde biz kadını görmüştük zaten parkta. Kadını, siyah sedan tipi bir araba bıraktı. On dakika sonra, beyaz sedan tipi bir araba aldı.

Kim kim geldiler siyah arabayla?

Siyah arabanın içindekilerini görmedim. Sadece kadın ve yanında bir adam indi. O adamı tanımıyorum. On dakika sonra beyaz sedan tipi bir araba geldi. Kadın ve adamı aldı götürdü. Yarım saat, bir saat sonra camilerden anons edildi. 49-50 yaşlarda bir kadın kaybolmuştur diye.

Müge Anlı: Demek ki o gelen beyaz araba onlardan değil. Çünkü aynı zamanlardan bahsediyorlar…

Sonra zaten biz sordular kadını görüp görmediğimizi… Resmini gösterdiler, evet gördük dedik. Bir saat sonra yanlarındaki avukatla geldiler. Avukat sordu, nerede gördünüz diye. Avukat da gösterdi kadının resmini. Sonrasında, birkaç saat sonra kadının ölü bulunduğu haberini aldık. Biz kadını telefonla konuşurken görmüştük. Avukata bunu söylediğimizde biz dedi ki, sabah 9 buçuktan itibaren kayıp, hiçbir şekilde telefonundan sinyal alamadık dedi. Akşam canlı yayında ise kadınla konuştuğunu söylüyordu.

2017 yılında 349, 2018 yılında 403, 2019 yılında 417 2020 yılında 19 eylüle kadar 266 kadın öldürüldü.

Sitemizde ki yazıların amacı bu süreçlerde dosyalarda yaşanan ihmal, eksiklik ve hataları vurgulayarak ilerde yaşanmasını önlemektir.

HAN Kriminal olarak kadın ve çocuklar için biz varız.