Yargıtay (Temyiz Mahkemesi) ve Görevleri
Yargıtay, temel görevi itibariyle adli yargı alanında ki temyiz başvurularını incelemekle görevli yüksek mahkemedir.
Yargıtay Nedir?
Yargıtay, temel görevi itibariyle adli yargı alanındaki temyiz başvurularını incelemekle görevli yüksek mahkemedir. Yerel mahkemelerin verdiği kararlar için önce Bölge Adliye Mahkemelerine itiraz edilir. Bu mahkemeden çıkan karar da Yargıtay’da temyiz edilir. Yargıtay’dan çıkan karar kesindir. Yargıtay’dan çıkan kararlar için şartlar sağlanıyorsa Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ve sonrasında AİHM olmak üzere yargı sürecine devam edilebilir.
Bu durum Yargıtay Kanunu’nun 1. maddesinde:
Madde 1 – Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile bu Kanun ve diğer kanunların hükümlerine göre görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.
olarak ifade edilmiştir. Bu sebeple Yargıtay’a uygulama itibariyle temyiz mahkemesi adı da verilmektedir. Yargıtay, adli yargı hukuk alanında birliği sağlamak amacıyla hukuki derece mahkemesi olarak görevli olan en yüksek mahkemedir. Temel itibariyle temyiz incelemesi yapmakla görevli olan Yargıtay, incelemesinde ilk derece mahkemeleri ya da bölge adliye mahkemeleri gibi olay ve maddi vakıa incelemesi yapmamaktadır. Yargıtay’ın yaptığı inceleme, temyiz başvurusunu konu teşkil eden kararın, hukuka uygun olup olmadığı hususundaki bir hukuki denetimdir. Yargıtay’ın işleyişi ve görevleri, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu ile düzenlenmiştir.
İlk derece mahkemeleri tarafından verilen hükümler, istinaf yolu başvurusu üzerine bölge adliye mahkemelerince istinaf incelemesine tabi tutulmaktadır. Bölge adliye mahkemelerinin hukuk ve ceza davalarına ilişkin yaptığı istinaf incelemesi üzerine verdiği kararlarına karşı da koşulları taşıması halinde Yargıtay’a temyiz kanun yolu başvurusunda bulunulabilmektedir.
Özel hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevli olan temel anlamda iki ilk derece mahkemesi, asliye hukuk mahkemesi ve sulh hukuk mahkemesidir. Genel mahkemelerden asliye hukuk mahkemesinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Şöyle ki, kanunen de hüküm altına alınmış olduğu gibi, özel kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen tüm dava ve işlerde asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Kanunen belirli türden bir uyuşmazlığın açıkça özel bir mahkemede görüleceği hususu düzenlenmiş ise, söz konusu uyuşmazlığı çözmekle görevli olan mahkeme, kanunun belirlediği özel mahkemedir. Özel mahkemeler arasında; aile mahkemesi, asliye ticaret mahkemesi, tüketici mahkemesi, fikri ve sınaî haklar hukuk mahkemesi, kadastro mahkemesi, iş mahkemesini saymak mümkündür. İlk derecede ceza uyuşmazlıklarına bakmakla görevli olan mahkemelerden bazıları; ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi, çocuk mahkemesi, çocuk ağır ceza mahkemesi, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. İlk derece ceza yargılamalarında esas görevli mahkemeler asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesidir. Söz konusu iki mahkeme dışında kalan diğer ceza mahkemeleri özel kanunlarla kurulmuş, özel mahkeme niteliğindedir.
Yargıtay’ın Görevleri Nelerdir?
Yargıtay’ın görevleri şu şekilde saymak mümkündür:
- Temyiz incelemesi yapmak; Bütün hukuk ve ceza mahkemeleri tarafından verilmiş olan kararların son mercii olarak incelenip karara bağlanması Yargıtay’ın en temel görevidir.
- Kanunun başkaca bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin, ilk ve son merci olarak incelenip karara bağlanması da Yargıtay’ın görevidir.
- Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekili ve özel kanunlarda belirtilen kimseler aleyhine görevlerinden doğan tazminat davalarına ve bu kişilerin kişisel suçlarına ait ceza davalarına ve kanunlarda gösterilen diğer davalara Yargıtay ilk ve son derece mahkemesi olarak bakılması da Yargıtay’ın görevidir.
- Özel kanunlarla kendisine verilen diğer işlerin görülmesi de Yargıtay’ın görevidir.
Yargıtay’ın görevlerine ilişkin hüküm Yargıtay Kanunu’nun 13. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre:
“Yargıtayın görevleri şunlardır: 1. Adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümleri ilk ve son merci olarak inceleyip karara bağlamak, 2. Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili ve özel kanunlarında belirtilen kimseler aleyhindeki görevden doğan tazminat davalarına ve bunların kişisel suçlarına ait ceza davalarına ve kanunlarda gösterilen diğer davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmak, 3. Kanunlarla verilen diğer işleri görmek” Yargıtay’ın görevlerindendir.
Yargıtay’ın Yargısal İç Görev Yapısı Nasıldır?
Yargıtay’ın yargısal iç görev yapısına ilişkin olarak hukuk daireleri, ceza daireleri, hukuk ve ceza genel kurulları, Yargıtay büyük genel kurulu inceleme konusu yapılmıştır.
- Hukuk Daireleri
Hukuk daireleri, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince özel hukuka ilişkin davalara yönelik olarak verilen kararlara karşı temyiz incelemesi yapan merciidir. Yargıtay’da 12 hukuk dairesi mevcuttur.
- Ceza Daireleri
Ceza daireleri, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince ceza hukukuna ilişkin davalara yönelik olarak verilen kararlara karşı temyiz incelemesi yapan merciidir.
- Hukuk ve Ceza Genel Kurulları
Yargıtay hukuk genel kurulu, bütün hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşmaktadır. Yargıtay ceza genel kurulu ise bütün ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşmaktadır. Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 15. maddesine göre:
“Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri şunlardır: 1.Yargıtay dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karar vermek, 2. a) (Ek: 26/9/2004-5235/51 md.; Mülga: 20/11/2017-KHK-696/46 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7079/41 md.) b) Hukuk daireleri arasında veya ceza daireleri arasında içtihat uyuşmazlıkları bulunursa, c) Yargıtay dairelerinden biri; yerleşmiş içtihadından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunursa, Bunları içtihatların birleştirilmesi yoluyla kesin olarak karara bağlamak,(1) 3. (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/3 md.) İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek. Hukuk ve Ceza Genel Kurullarına katılmak zorunda olan Başkan ve üyelerin belirlenmesine ilişkin esaslar, görüşmelerin gündemi, yönetimi, çalışma gün ve saatleri, oylama ve karar, ön sorun ve öncelikle karara bağlanacak hususlar, kararın çıkmış sayılması, kanun hükümleri çerçevesinde Yargıtay İç Yönetmeliği ile düzenlenir”.
- Yargıtay Büyük Genel Kurulu
Yargıtay Büyük Genel Kurulu; Birinci Başkan, Birinci Başkanvekilleri, Daire Başkanları, Üyeler ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinden oluşmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun yargısal görevi;
- Hukuk Genel Kurulunun benzer durumlarda birbirine aykırı biçimde vermiş olduğu kararları,
- Ceza Genel Kurulunun yine benzer durumlarda birbirine aykırı biçimde vermiş olduğu kararları,
- Hukuk Genel Kurulu ile Ceza Genel Kurulu;
- Hukuk Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi;
- Hukuk Genel Kurulu ile bir ceza dairesi ya da Ceza Genel Kurulu ile bir ceza dairesi;
- Ceza Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi ya da bir hukuk dairesi ile bir ceza dairesi
arasında oluşan içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve içtihatları birleştirmektir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun görevlerine ilişkin olarak Yargıtay Kanunu’nun 16. maddesi:
“Yargıtay Büyük Genel Kurulunun görevleri şunlardır: 1. Birinci Başkanı, birinci başkanvekillerini, daire başkanlarını ve bu Kanunda gösterilen kurulların üyelerini seçmek, 2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili adaylarını belirlemek, 3. Özel kanunların Yargıtay üyelerinin katılmasını öngördüğü kurullara üye seçmek veya üye adayı belirlemek, 4. Yargıtay İç Yönetmeliğini yapmak ve gerektiğinde değiştirmek, 5. Hukuk Genel Kurulunun benzer olaylarda birbirine aykırı biçimde verdiği kararları ile Ceza Genel Kurulunun yine benzer olaylarda birbirine aykırı olarak verdiği kararları veya Hukuk Genel Kurulu ile Ceza Genel Kurulu; Hukuk Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi; Hukuk Genel Kurulu ile bir ceza dairesi veya Ceza Genel Kurulu ile bir ceza dairesi; Ceza Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi veya bir hukuk dairesi ile bir dairesi ceza arasındaki içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve içtihatları birleştirmek, 6. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek. Yargıtay Büyük Genel Kurulu görevlerinin yapılmasında, içinden seçtiği bir komisyona hazırlık çalışması yaptırabilir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz” hükmünü içermektedir.
- Başkanlar Kurulunun Görevleri
Başkanlar Kurulu, Birinci Başkan ile birinci Başkanvekillerinden ve daire başkanlarından oluşmaktadır. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun görevi;
- ceza ve hukuk daireleri arasında meydana gelen iş bölümü ve görev uyuşmazlıklarını kesin karara bağlamak,
- fiili ya da hukuki imkânsızlık nedeniyle bir dairenin görev alanına giren işe bakamaması durumunda bir başka daireyi görevlendirmek,
- içtihadı birleştirme görüşmelerine ve kararlarının alınmasına dair ilke kararları almak,
- Birinci Başkanlık Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu ile Yönetim Kurulu kararlarına karşı yapılmış olan itirazları kesin olarak karara bağlamaktır.
Tetkik Hâkimlerin Görevleri
Kurul ve daire başkanları tarafından kendilerine verilen dosya ve evrakların süresinde incelenmesi ve rapor düzenlemesi görevini yürüten tetkik hâkimleri, kararlara ve yapılacak işlere dair düşüncelerini rapora yazıp kurullara açıklamakla yetinmektedir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet Başsavcıvekili, Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarından oluşmaktadır. Temel görevi itibariyle; ceza davalarınave görevli olduğu diğer işlere dair dairelere hitaben tebliğname düzenlemektir. Söz konusu tebliğname, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz istemiyle ilgili görüşünü içermektedir.
Yargıtay’da İçtihadı Birleştirme Kararı Usulü
Birinci Başkan içtihatların birleştirilmesini, doğrudan doğruya ya da Yargıtay dairelerinin veyahut genel kurulların vermiş oldukları karar neticesinde ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizzat yazı ile başvurması durumunda, ilgili kuruldan istemektedir. Söz konusu istemin, gerekçeli olması gerekmektedir. Başkaca mercinin ya da kişilerin gerekçeli olarak yazılı başvuru yapmaları halinde, içtihadı birleştirme yoluna gidilip gidilmemesinin gerekliliğine Birinci Başkanlık Kurulu karar vermektedir. Söz konusu karar kesindir.
İçtihadı birleştirme kararlarının değiştirilmesi ya da kaldırılmasını istemek de yukarıda belirtilen usule göre yapılmaktadır. İçtihadı birleştirme görüşmeleri ise alınan ilke kararları bağlamında yürütülüp kararları yazılmaktadır. İçtihadı birleştirme kararları, benzer hukuki durumlarda, Yargıtay Genel Kurulları, dairelerini ve yerel mahkemeleri bağlamaktadır. İçtihadı birleştirme kararlarıyla ilgili olarak Yargıtay Kanunu’nun 45. maddesinde düzenlenen hüküm:
“İçtihadı birleştirme görüşmeleri, alınmış olan ilke kararları çerçevesinde yürütülür ve kararları yazılır. İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. İçtihadı birleştirme kararlarının niteliğini açıkça belirten özeti, kararın verilmesini izleyen en kısa zamanda Adalet Bakanlığına bildirilir. Adalet Bakanlığı bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet savcılıklarına bu kararları gecikmeksizin duyurur. İçtihadı Birleştirme Kurulları, genel kurulların veya dairelerin kararlarındaki gerekçe ve görüşlerle bağlı olmaksızın sorunu başka bir görüşle karara bağlayabilirler” şeklindedir.
Yargıtay’da Temyiz İncelemesi ve Duruşma
Özel hukuka ilişkin davalarda temyiz incelemesi ve duruşma:
Yargıtay, tarafların temyiz başvurusunu yaparken ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı değildir, kanunun açık hükümlerine aykırı gördüğü diğer hususları da inceleme konusu yapabilmektedir. Yargıtay’ın temyiz incelemesi dosya üzerinden yapılmaktadır. Fakat;
- genel kurul kararlarının iptaline ya da tüzel kişiliğin feshine,
- evlenmenin iptaline ya da butlanına, boşanma ya da ayrılığa, soybağına, velayete ve kısıtlamaya dair uyuşmazlıklarda,
- miktar ve değeri itibariyle 60 bin TL’yi aşan alacak ve ayni davalarda
taraflardan birinin temyiz dilekçesinde ya da cevap dilekçesinde duruşma yapılmasını talep etmesi halinde, Yargıtay tarafından bir gün belirlenmekte ve taraflara usulen davetiye gönderilmektedir.
Yargıtay tarafından, tarafların taleplerine ya da belirtilen yasal şartlara bağlı kalınmaksızın bilgi alınmak üzere re’sen de duruşma yapılmasına karar verilmesi mümkündür. Duruşma günü belirlenen durumlarda Yargıtay, tarafları ya da duruşmaya gelen tarafı dinlemesinin ardından taraflardan hiçbirinin gelmemesi durumunda dosya üzerinden inceleme yapmak suretiyle, kararını vermektedir. Yargıtay’ın, kararını daha sonra açıklamak istemesi durumunda duruşma günü karar verilemeyen işlerin en geç bir ay içerisinde karara bağlanması gerekmektedir. Yargıtay duruşmalı yargılama ile daha iyi karar vermektedir.
Söz konusu kural HMK m. 369’da şöyle belirtilmiştir:
“Duruşma günü belli edilen hâllerde Yargıtay, tarafları veya gelen tarafı dinledikten sonra, taraflardan hiçbiri gelmemiş ise dosya üzerinde inceleme yaparak kararını verir. Duruşma günü kararı verilemeyen işlerin en geç bir ay içinde karara bağlanması zorunludur”.
Ceza davaları bakımından temyiz incelemesi ve duruşma
Ceza davalarında temyiz incelemesinde de duruşma yapılması mümkündür. On yıl ya da daha fazla hapis cezasına ilişkin kararlarda; Yargıtay, incelemelerini sanığın ya da katılanın temyiz başvurusundaki talebi üzerine ya da re’sen duruşma yoluyla yapmaktadır. Duruşma günü, sanığa, katılana, müdafi ve vekile haber verilmektedir. Sanığın duruşma günü hazır bulunabileceği gibi kendisini bir müdafi ile temsil ettirebilmesi de mümkündür. Sanığın tutuklu olması durumunda, duruşmaya katılmak istemesi mümkün değildir.
Yargıtay ve Görevine İlişkin Yargıtay Kararları
İhaleden sonra imzalanmış olan sözleşmeye ilişkin uyuşmazlıklara adli yargının bakacağıyla ilgili olarak Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2017/5339 karar numaralı kararına konu teşkil eden olayda Yargıtay: “Somut olayda, taraflar arasında 17.10.2006 tarihli 2006/96874 ihale nolu ve 30.09.2014 tarihli 2006/134301 ihale nolu hizmet alımına ilişkin sözleşmelerin imzalandığı, daha sonra da yine hizmet alımına ilişkin 30.09.2014 tarihli 2014/56906 ihale nolu ve 15.10.2014 tarihli 2014/87636 ihale nolu sözleşmelerin imzalandığı, uyuşmazlığın 2006 yılında imzalanan sözleşmelere ilişkin yüklenici hakedişlerinden kesilmesi gerekli cezaların kesilmediğinin Sayıştay raporu ile tespitinden sonra, belirlenen bu bedellerin 2014 yılında imzalanan sözleşmelere ilişkin düzenlenen hakediş bedellerinden kesilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. O halde ortada, özel hukuk hükümlerine tâbi sözleşmelerin bulunduğu kabul edilerek davanın esasının incelenmesi gerekir. Önceki aşamalarda gerçekleşen işlemler idari nitelikte olsa bile, ortada, bir karşı tarafın katılımıyla oluşmuş ve özel hukuk alanında sonuçlar doğuran bir işlem; bir sözleşme varsa, artık bir idari işlemden söz edilemez (HGK-21.03.2001 gün ve 19/257-285 sayılı kararı). Bu durumda mahkemece işin esasına girilip, sözleşme hükümleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur” hükmüne yer vermiştir.
Doktor aleyhine açılacak olan davaların adli yargıda açılması gerektiğiyle ilgili olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2016/11849 karar numaralı kararına konu teşkil eden olayda Yargıtay:
“Dava, tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, oğlunun trafik kazası geçirmesi sonucu tedaviye alındığını, davalının Hastanede beyin cerrahi uzmanı olduğunu, görevi olmasına rağmen gerekli tıbbi müdahaleyi yapmadığını bu sebeple sakat kalmasına katkıda bulunduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kamu görevlilerinin görevlerini ifa ederken kasıtlı veya taksirli fiillerle kişilere verdikleri zararlar nedeni ile kendilerine rücu edilmek üzere açılan davaların idari yargı yerinde açılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İdari yargı yerlerinde açılacak davalarda husumetin kimlere yöneltileceğine dair 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idari kuruluş dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Davacı, gerçek kişi olan doktorun eylemi sebebiyle zarara uğradığını ileri sürüp istekte bulunduğuna göre, davanın görüm ve çözüm yeri adli yargıdır. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir” hükmüne yer vermiştir.