DEDEKTİFLİK TARİHİ
Her insan bir dedektiftir.
Her arayan bulamaz ama bulanlar ancak arayanlar arasından çıkar (atasözü).
Bir bilim adı; Benim altı tane dürüst hizmetçim vardır. Bütün bildiklerimi onlar bana öğretmişlerdir. Bunların isimleri; Ne, Niçin, Ne Zaman, Nasıl, Neresi ve Kimdir?
Hafî: Gizli, kapalı.
Hafiye: Gizliyi, saklıyı araştıran, casus veya polis.
Tarassut, gözleme, gözetleme, dikkatle bakma. Gizem, sır, saklı, işe yarayacak bilgileri izleyen toplayan.
Dedektif: Gizli polis, polis hafiyesi, Özel soruşturmayla görevlendirilmiş kimse anlamına gelmektedir. Sözlük anlamı olarak dedektiflik; Suç sayılan bir işi veya bu işi yapanı ortaya çıkarmakla görevli kimse, hafiye, polis hafiyesi olarak tanımlanır.
Özel Dedektifler; şahısların veya firmaların, araştırılmasını istedikleri bir konuda, Özel ekipmanı ile deliller elde edebilen soruşturmacı kişilerdir.
Özel Dedektiflik; “insanların kişilik hakları ve özel hayatına saygılı olmak kaydıyla, kişilere ilişkin suç teşkil etmeyen her türlü özel bilgiyi toplayan, derleyen, değerlendirdikten sonra konusu suç teşkil edenleri ilgili makamlara bildiren ve diğer bilgileri ise yapılan hukuki sözleşme çerçevesinde araştırma yapılmasını isteyen gerçek ve tüzel kişilere sunan çağdaş bir hizmet alanıdır .
Hafiyelik, takip etmek, araştırma yapmak, dedektiflik, dünyanın en eski mesleklerindendir. İnsanlarda şüphe ve merak oldukça da devam edecektir. İlk insan Hz. Âdem takip ve araştırması ile yasak meyveyi yemiş ve cezalandırıldığı gibi yine cennetin kapısında kurtuluşa erecek dua kelimesini araştırma ile bulmuştu(dini metinlerde, Tevrat, İncil, Kuran). Yine Hz. Yusuf hapisten suçlu olmadığını araştırma, takip sonucunda kabul ettirerek beraat etmişti.
İnsanlar araştırma, sorgulama, inceleme ile kendilerine faydalı olacak yerlere yerleşmeye, iş yapmaya, yaşamlarını güven altına almaya çalışmışlardır. Peygamberler, devlet adamları, aşiretlerin reisleri dönemlerine özgü araştırma, takip yöntemleri kullanarak hayatlarını idame etmişlerdir .
Her insan bir dedektiftir.
Özel Dedektiflik
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar insanların araştırma ve bilinmeyenler üzerine kafa yorma isteği her zaman var olmuştur. Klan ve kabileler olarak yaşayan ilk insan topluluklarında bile grup normlarına uymayan kişilerin takibi söz konusudur . Bununla birlikte şüphe ve merak duygusu insanları araştırmaya ve çevresindeki olan bitenlere karşı ilgi duymaya yöneltmiştir. Bu açıdan baktığımızda dedektiflik insanlık tarihinin en eski mesleklerinden birisi olarak değerlendirilebilir.
.
.
.
Avrupa Birliği Özel Dedektiflik Araştırma Raporunda; ‘1964 yılında kurulan Uluslararası Dedektifler Derneği-IKD dünya ölçüsünde Özel Araştırmacılar ve Güvenlik Uygulayıcılarını bir şemsiye atlında toplayan bir uluslar arası bir şemsiye kuruluştur. Federasyonun merkezi Viyana/Avusturya’dadır ve Ulusal Mesleki Örgütleri ve temsilcilerini üyeliğe davet eder. IKD’nin mevcut üyeleri; Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, İsrail, İtalya, Japonya, Lituanya, Hollanda, Norveç, Portekiz, Romanya, Slovenya, İspanya, İsviçre, İngiltere, Dünya Dedektifler Organizasyonudur.
TÜRKİYELERDE DEDEKTİFLİK
Türklerin tarihte geniş bir coğrafyada yaşamaları, hüküm sürmeleri halklarının gezgincilik, tüccar, çerçi, sanat, meslek erbabı gibi meslekleri yaparken, yine asker bir millet olarak çok bölgelerde savaş halinde olmaları devamlı bilgi toplamalarını gerekli kılmıştır. Özellikle yöneticiler ve bu işi meslek haline getirenler tebdil kıyafet/meslek değiştirme ile istihbarat toplama, dedektiflik yapma gibi işleri yapmışlardır. Yine bölge fethedilmeden önce oraya yerleşen dervişler, alperenler, esnaf… bölgenin nabzını tutmuştur. Akıncılar ve düzenli ordu bu toplanan istihbari bilgilerle hareket etmişlerdir. Sultan Yavuz Selim’in Şah İsmail çadırına kadar sokulup santraç oynaması onun dedektifliği yönüdür.
Türk hukuk ve İslam hukuk sisteminde ispat iddiacıya aittir prensibi kişilerin iddialarını ispatlamak için çaba harcamalarını ve dolaysı ile dedektiflik yapmasını prensip haline getirmiştir.
Türk hukuk kodları olan Selçuklu ve Osmanlı’da Şehüdül-Müslümin bilirkişilik müessesi kapsamında bulunduğu değerlendirilmektedir. Osmanlı döneminde bugünkü anlamda dedektif hizmetine benzer kumların ve kişilerin olduğu görülmektedir. Özellikle ticari alanda lonca teşkilatının uygulamaları üretimde kalite kontrolünü sağlaması beklenmektedir. Kişiler loncanın bilinen üretim yöntemlerine aykırı davranmaları durumunda tüketiciler veya esnaf bunun engellenmesini istemektedir. Böyle bir durumda bugünkü bilirkişilik kurumuna benzer Bilir Kişi, Ehl-i hibre, Ehl-i Vukuf, loncalar çerçevesinde uygulamalar olmuştur. Lonca üyeleri kendi aralarından bir (ender durumlarda birden fazla) kişiyi Ehl-i Hibre olarak seçmekte, yapılan bu seçim Kadı tarafından kaydedilip merkezden berat alındığında Ehl-i Hibre resmen göreve başlamaktadır. Yine Selçuklu ve Osmanlı döneminde Lonca Ahi teşkilatından uygulamaları üretimde kalite kontrolünü sağlaması beklenmektedir. Osmanlı dönemi bilirkişilik kurumu oluşturan kişilerin temel olarak iki gruba bölünebileceği ve bunların; Atanmış bilirkişiler ve Fiili bilirkişilerdir. Atanmış Bilirkişiler; kadı tarafından görevlendirilen ve resmi bilirkişilerdir. Fiili Bilirkişiler ise Lonca uygulamaları çerçevesinde ehl-i vukuf olarak isimlendirilen ve resmen atanmadıkları halde bilirkişi olarak tanınan ve bilgilerine başvurulan bir gruptur. Bunlar üretim dalının önde gelen ustalarıdır. Bunlar kendilerine başvurulduğu zaman bilirkişilik yapmaktadırlar. Bugünkü anlamda araştırmacı, uzmandır. Yani dedektiftir .
Türk kolluk tarihinde suçluların yakalanması ve aydınlatılması genelde istihbarat/dedektiflik çalışması ile olmuştur. Özellikle Türk toplumunun diğer toplumlarla birlikte yaşama, devletin tebaaları arasında yabancı ve azınlıkların olması askeri ve polisiye alanda dedektifliği mecburi kılmış ve Türk unsurlardan bilgi alma ikili ilişkiler ve dedektiflik sayesinde olmuştur.
Osmanlıda son dönemlerde yabancı şirketler vasıtası ile bu sistem girmiştir. Özellikle ticari hayatta başlayan bu sistem imparatorluğun zayıflığı ile emparyal devletlerin her alana bu özel şirketler vasıtası ile sağlamıştır. Bu dönemde yabancı şirketler ticari amaçlı olarak bir çok konuda araştırma, müşavirlik hizmeti olarak vermişlerdir.
Türkiye’de Özel Dedektiflik kurumunun oluşması 1950 yılardan sonra düşünülmüş ancak her seferinde kadük kalmıştır. Bu konuda son Özel Dedektiflik Kanunu Yasa Önerisi Taslak metindir. 1994 tarihinde hazırlanmış ancak kanunlaşmamıştır. Bu taslak güncellenerek yürürlüğe girmesi uygundur. 2004 yılında yasalaşan özel güvenlik kanunu gibi uygulamada olan aksaklıkları kimsen giderir ve bir yasal çerçeve oluşmasına katkı sağlar. Bu alan özel güvenlik, bilirkişilik, araştırma-takip gibi özel dernek ve işletmelerle zaten yapılmaktadır. Bazı konularda özel ve detaylı araştırma yapmak/yaptırmak bir zorunluluk olmaktadır. Bu aşamada özel araştırma, özel bilirkişi, uzman raporu yani dedektifliğin varlığı bir ihtiyaçtır.
Özellikle kolluk veya yetkili merciler (adli, idari, kolluk) görevi olmadığı durumlarda araştırma yapamaz. Ancak bu tür araştırmaların da yapılması gereklidir. Örneğin evleneceği erkeği/kadını herkesin tanıma hakkı sonsuzdur. Atasözünde geçen ‘Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim’. Ticaret yapacağı kişiyi tanıması için araştırma yapması, yaptırması yadırganamaz. Bu açıdan kişilerin bilgi edinme ve ortak yaşam alanı oluşturacağı kişileri tanıma imkanı verilmesi bir ihtiyaçtır. Ancak bu konular birbiri içine girmiş olarak karşımıza çıkar. Bir tarafta kişilerin mahremiyeti ve diğer tarafta gerçeğin ortaya çıkması.
Şu an ülkemizde özel dedektiflik hizmeti veren şirketler bulunmaktadır. Ancak yasal boşluktan dolayı insanları mağdur ettikleri gibi suç işleyerek ticari faaliyette bulunmaktadırlar. Çünkü yaptığı işlerin bir çoğu kanuna aykırıdır. Ancak sosyal hayatın bir ihtiyacı olarak da devam etmelerine göz yumulmaktadır. Ama yasal olarak bu tip büroları denetleme ve kapatma yetkisi yasal boşluklardan dolayı gözardı etmektedirler. Ayrıca bu şirketler araştırmacı, uzman gibi genel isimlerle ve hizmet kodları ile işlerini yasal boyutta yürütme gayretindedirler.
Özel dedektiflik kurumunun oluşması sosyal bir zorunluluktur. Kolluk ancak adli ve idari konularda kanunla, resen, şikayete bağlı veya emirle olayı takip etmektedir. Daha çok Türk Ceza Kanunu çerçevesinde suç sayılan konularda araştırma yapmaktadır. Kendisine verilmiş kanunlar çerçevesinde çalışmak durumundadır. Diğer bir konu iş yükü nedeni ile görevli ve yetkili olduğu konularda da yeterli araştırma zamanı bulamamaktadır. Nasreddin Hoca’nın eşeğini kendisinin aramaya mecbur kaldığı gibi çok zaman olay resmi makamlara intikal etse de her insan dedektiflik yapmaya mecbur kalmaktadır. Bir davada davayı kazanmanız haklı veya haksız olduğunuza bağlı değildir. Ortaya koyacağınız deliller ve olayın takipçisi olmanıza bağlıdır.
Ülkemizde 1990’lı yılların başından itibaren kurulan şirketler “özel dedektiflik, araştırma, takip hizmetleri” vermektedir. İhtiyaç da olduğundan bunlara yenileri eklenmektedir . Ticari ve ekonomik alanda hizmetlerin yanında, adli konularda profesyonel ve uzman kişilerden oluşan araştırma / özel dedektif birimleri de hizmet vermektedir. Özellikle ticari alanda meydana gelen araştırmaların / suçların büyük bir çoğunluğu özel hukuku ilgilendirdiği için ekonomiyle ilgili şirket ve firmalar, belli imkânlara sahip “özel dedektif/kolluk” olarak nitelendirilen dedektiflik şirketlerine araştırma ve inceleme yapmaları için ihtiyaç duymaktadır. Özel hukuk alanını ilgilendiren suçlarla ilgili soruşturma yapan dedektiflik teşkilatı sağlam bir yasal zemine dayandırılarak, daha etkin ve verimle hizmette bulunmaları sağlanmalıdır.
Dedetiflik mevzuatımıza resmi dedetiflik olarak ETK yer verilmiştir. 13. Maddesinde Emniyet teşkilatı meslek derecelerini sayarken 12. derece polisle, sivil memurlar (dedektifler) olarak tanımlamaktadır. Ayrıca 47. Maddede bunların nasıl tayin olacağı belirtilmektedir. Yine hafiye kelimesi gerek Osmanlı, gerekse dönemizde dedektif kelimesinin yerine kullanılmıştır. Toplum olarak dedektif/hafiye kavramına alışığız ve toplumsal ve kişisel bazda kullanmaktayız.
Dünyanın bir çok ülkesinde (özel) dedektiflik kurumu konusunda müstakil kanun veya yönetmelik bulunmadan diğer kanunlarda düzenleme ve atıflarla yer verilerek özellikle özel güvenlik kanunları içerisinde yer almaktadır. Hukuk sistemimizde buna benzer bir durum söz konusu olmakla birlikte yeterli ve konunun hukuki yönünü kapsamaktadır. Ancak yinede Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun, konunun özel koruma yönünü ele alarak bu alanını açmıştır. Ülkemizde 1981 ve 2004 yıllarına özgü güvenlik alanında bazı düzenliliği oturtmuş ve diğer koruma, güvenlik, dedektiflik alanlarının açılımına neden olacaktır.
Ceza Muhakame hukuku kişilerin lehine olan delilleri savunmada kullanması delillendirme ve bilirkişilik müessesinin oluşmasına neden olmuştur. Ceza Usul Hukukunda özel dedektiflik zemini düzenlenmesi bilirkişilik müessesi konuları kapsamında düşünüldüğünde isabetli bir hukuki zemin olacaktır.
Belirli bir prosedüre uygun şekilde hareket eden dedektifler kanunlara uyarak, insanların özel yaşam haklarına dikkat ederek araştırma yapacak yasal bir düzenlemenin yapılması şarttır. Bu düzenleme özel dedektifler, danışmanlar, araştırmacılar ve güvenlikçiler gibi kavramları içine alarak yasalaşması hukuk ve sosyal sistemimizin bir ihtiyacıdır.
Dedektiflik, hafiyelik, casusluk, giz her dönemde ve toplumda yapılmıştır. İlk dönemlerde daha çok savaş ve ülkeler arası rekabetlerde (sanayi, ticari, askeri vb.) alanlarda yapılırken toplumların sanayi devriminden sonra ticari ve özel ilişkilerin şirketler ve kişiler için önem arz etmesiyle bu alana kaymış ve özel dedektiflik olarak yaygınlaşmıştır.
Daha çok danışmanlık, araştırmacı olarak hizmet sektörüne girmiştir. Yine ticari alandan çok insanlar kendi imkanları ve tanıdıklar yardımı ile kendilerini ilgilendiren konularda hafiyelik, dedektiflik yapmıştır.
Özellikle 1980 ve özellikle 1990 yılından sonra ülkenin dışa açılması ve dünyayla daha yoğun
iletişim içinde olması ve liberalleşmenin etkisiyle özel dedektiflik hizmetleri de bireysel ve
kurumsal olarak “fiilen” verilmeye başlanmıştır.
Özel dedektiflik hizmet sektörü alanında sessizce çalışmalarına devam etmektedir. Ancak zaman yasal sınırları aşan ve adli takibata uğrayan, işi çete, mafya boyutu ile yapan şirketlere rastlanılmaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğü, “Yabancı Ülke Özel Dedektiflik Kanunları’ kitabında dünyanın bir çok ülkelerindeki kanunları bir araya getirmiştir (2010). Yine Özel Dedektifler Derneği, Özel Dedektiflik Kanunu teklifi hazırlayarak TBMM’ne göndermiştir. Teklif halen İçişleri Komisyonunda bulunmaktadır. Yine Özel Dedektifler Derneği, Dünyada ve Türkiye’de Özel Dedektifler kitabını yayınlamıştır (2010).
BilirkisiRaporlari.com da yayınlanmakta olan bu makale 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında korunmaktadır. İzinsiz kopyalanması yasaktır.