0541 146 65 66
Sosyal Medya Hesaplarımız

Bylock Nedir ? İncelemesi Nasıl Yapılır?

Bylock Nedir?

Bylock  isimli bir yazışma uygulaması bir anda hayatımıza dahil oldu. Aslında dahil oldu derken başka insanların hayatına çoktan dahil olmuş fakat bizim yeni haberimiz oldu. Her yerde bir bylock haberi çıkmaya başladı. Her kanalı, her siteyi açtığında karşımıza direk olarak bylock nedir? Bylock’u kimler kullandı gibi çeşitli sorular ve yazılar çıkıyor. Peki nedir bu bylock, neden bu kadar ses getirdi?

Bylock isimli bu uygulama, Dünyaca ünlü ve herkesin kullandığı Whatsapp ve türevleri olan bir yazışma ve mesajlaşma uygulamasıdır. Ama bunu diğer türevleri uygulamalardan farklı kılan bir ayrıcalığı, farkındalığı bulunmaktadır. Bu da her ne kadar temelde yazışma sağlasa da bu yazışmaları kriptolu olarak sunması ve yazışmaların izlenilmesinin güç hale gelmesidir. Askeri düzeyde şifreleme sağlayan bylock’un görünüm, yazışma ve sesli görüşme olarak da ciddi bir farkı yoktur.

Bylock Nereden Çıktı?

Bylock uygulaması ilk olarak Amerika Birleşik Devletlerinde David Keynes adlı bir şirket tarafında yayınlandır. Ama bu şirketin sadece bir tabela şirketi olduğu ve bylock yazılımının Türkiye’de üretildiği belirlendi.

Bylock Nasıl İndiriliyor?

Bylock uygulaması apple ve google store’da bulunmamaktadır. Bu yüzden doğrudan telefona indirmek mümkün değildir. Bylock’u jailbreak uygulamalar içeren sitelerden masaüstüne indirmek mümkündür.

Bylock’u Kimler Kullanabilir?

Bylock kripto özelliği ile paylaşımların başkaları tarafından erişimini engelleyen bir akıllı telefon uygulamasıdır. Herkes tarafından kullanılabilecek bir program değildir. Programın en önemli özelliği bu programda tarafların kullanıcı adlarını bilmesi ve karşıdan gelen onay kodunu girmesi ile çalışmasıdır. Sadece karşılıklı onay kodları ile iletişime geçilebilen bu uygulamada mesajlar üç gün içinde kendi kendine siliniyor.

ByLock Delil Sayılır mı ?

Ceza hukukumuza göre elektronik verilerin bir ceza yargılaması açısından delil olarak kabul edilebilmesi için iki şekilde toplanması gerekir.

Bilişim verilerinin gerçek zamanlı veri tespiti

Bu durum Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. Maddesinde “İletişimin tespiti” adı altında düzenlenmiştir. Bu maddedeki düzenlemeye göre telefon görüşmelerinin görüşmenin yapıldığı esnada tespit edilmesi ve o an kaydedilmesini ve aynı zamanda bir e-mail’in veyahut bir yazışmanın (Whatsapp vb) henüz karşı taraftaki alıcıya ulaşmadan iletişim sistemlerinde dolaşımda bulunurken tespit edilmesini düzenler.

Depolanmış bilişim verilerinin tespiti

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134. Maddesinde yer alan bu durum madde başlığında şu şekilde tanımlanmıştır; “Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma”.

Sunucu, bilgisayar, harici disk, hafıza kartı, cd/dvd, akıllı telefon gibi bilişim verisi depolama hacmine sahip her türlü ortamda arama gerçekleştirilmesi ve ele geçirilen verilerin değerlendirmeye alınması bu maddeye tabidir ve bu maddeye göre yapılır. Bu madde de diğerinin aksine bir veri akışı bulunmamaktadır tam tersine depolanmış haldde bulunan veriler yer almaktadır.

Hukukumuzda bunların dışında başka bir bilişim verisi toplama yöntemi yok

Türkiye’de herhangi bir olayda yada mecrada bir ceza yargılamasında kullanmak için toplanan bilişim verilerinin yukarıda bahsedilen iki yöntemden birisi ile toplanmış olması gerekmektedir. Bunun dışı durumlarda elde edilen deliller hukuka aykırı yönteme kategorisine girer ve yargılama gibi durumlarda kullanılamaz. Bu durumda tek istisna vardır o da; Bilişim verilerinin sahibinin bu verileri kendi rızası ile adli makamlara teslim etmesi.

Bylock verileri Elde Edilmesi ?

Bylock uygulamasının verilerinin elde edilmesi konusunda MİT’in Litvanyada bulunan ByLock sunucusunu bir biçimde hackleyip sunucuda bulunan verileri aldığı babındadır. İzmir ve Denizli iddianamesi başta olmak üzere yazılmış olan birçok iddianamede, MİT’in Bylock sunucusunda bulunan 18 milyon mesaj içeriğinden 17 milyonunu çözdüğü şeklinde bilgiler sunuldu. Ancak Mayıs 2017 yılında bile Emniyet tarafından mahkemelere beyan edilen, gönderilen yazılarda, çözülmüş herhangi bir içerik verisi olmadığı belirtildi.

ByLock verilerinin ele geçirilme yöntemi hukuka uygun mu?

Hukuka baktığımızda burada işlem gören madde depolandığı kaynağa giriş yaparak elde edilmesidir. Bunun nedeni ise yukarıda bahsedilen MİT’in sunucularına girerek bilgileri elde etmesidir. Yani burada incelenecek madde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134. Maddesi olacaktır.

Bu maddenin dediğine göre elde edilen herhangi bir bilişim verisinin hukuka uygun bir delil olması için Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda Sulh Ceza Mahkemesinin talebi kabul ederek elektronik ortamda arama yapılması adına kararda bulunmuş olması gerekir. Mahkeme kararı olmaksızın elde edilen bilişim verileri hukuka aykırıdır. Örnek verecek olursak; Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134. Maddesi gereğince herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın akıllı telefonunuzda bulunan veriler incelenemeyeceği gibi delil olarakta sunulamaz.

Bylock Konusunda Yargıtayın Son Kararları ?

Bylock iddiası, ilk olarak ortaya atıldığı Ağustos – Eylül 2016 yılı itibariyle uzunca bir süreci geride bıraktı. Bu süre zarfında, Bylock ile alakalı birçok temel argüman yerle bir oldu. Örneğin MİT’in bylock sunucusunu hackleyerek elde edip 15 milyon mesajı ortaya çıkardığı ilk zamanlar kesin net bir argüman gibi sunulmasının ardından söz konusu olan o içeriklerin hiç ortaya çıkmadığı ve bylock operasyonlarının ve cezaların sadece BTK’dan alınan ve hatalar içeren IP girişleri üzerinden yapıldığı kesinleşti.

Mor Beyin hatalarında da Bylock’a aslında hiç girmemiş olan sadece birkaç saniyelik sunucuya ıp yönlendirmesinden dolayı 11.480 kişinin aylarca yok yere tutuklu kaldığı ortaya çıktı.

ByLock konusu hakkında Yargıtay 16. Ceza Dairesi 24.04.2017 tarihinde ilk derece mahkemesi olarak bir karara vardı. Bu kararın temyiz edilmesinin ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu 26.09.2017 tarihli kararıyla bunu onadı.

Bylock ile alakalı olan bölümlerin her ikisinden de tekrar mahiyetinde olduğu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134. Maddesi ve Siber Suçlar Avrupa Sözleşmesinin 32. Maddesinin lafzına aykırı bir şekilde çarpıtılarak yorumlandığı açıkça bellidir. Bunun dışından benzeri birçok programda yer alan aynı özelliklerin sadece bylock uygulamasına özgü olduğu söylentisi yapılarak bylock’un ticari bir faaliyeti olan bir uygulama değil de örgütsel bir uygulama olarak benimsenmesine çalışılmıştır.

Her ne kadar hukuku ile bağdaşmayan ve çarpıtmalar ile dolu olsa da bu kararlar bylock konusunda mahkemeler nezdinde bir ölçü olarak kabul görmektedir.

Alınan Kararlarda bylock hakkında 2 temel tespitte bulunulmuştur:

  • Bylock hukuken geçerli bir delildir.
  • Bylock özellikle örgüt nazarında kullanılan ve bu amaçla var edilen bir programdır.
  1. Bylock İddialarının reddi:

Savunmada bulunan kişi ilk olarak kendi nezdinde ortaya atılan tüm bylock iddialarını kesin bir dille reddetmelidir. Çünkü her ne kadar Yargıtay şimdiki zaman diliminde usule uygun olarak beyan etse de elde edilme yönteminden dolayı bylock usule aykırı bir delidir. Yargıtay ileriki zamanlarda bu çarpık işleminden vazgeçmek zorunda kalacak ve bu durum AİHM nezdinde de tescil edilecektir.

Savunma yapan kişi nazarındaki suçlamayı yani bylock kullandığına dair iddiaları kabul ederse günümüz şartlarında bu bir suç ikrarı olarak değerlendirilecektir. Bu beyanından sonra savunan hukuka aykırıdır savunmasını yapsa bile mahkemeler nazarında kabul görmeyecektir ve savunma yapan kişinin mahkumiyetine karar verilebilecektir. Buna ek olarak “sen şu kullanıcı adını kullanmışsın, sen içeriklerin şunlar, şu kadar mesaj göndermişsin , bunları kabul edersen cezada indirim uygulanır” gibi yönlendirmelere de itibar edilmemelidir. Bunun nedeni ise bylock verileri ele geçirilmediğinden dolayı BTK tarafından sahte nitelikte içerik üretildiğinin açıklayan çok sayıda somut bilgi bulunmaktadır. Ceza indirimi hakkındaki söylemlere inanarak yapılacak olan ikrar olumsuz sonuçlar doğurabilir. Zaten TCK’nın 62. Maddesi zaptında iyi hal indiriminde yapılacak en fazla indirim 1/6 oranındadır ve bunun yapılması için suçun ikrarı zorunlu değildir. Birçok kez suçu kabul etmediği halde cezai indirim uygulananlar da olmuştur. Bu kısımda alanında uzman kişilerden bylock incelemesi ve yahut iddaname üzerinden durum değerlendirilmesi yapılmasında fayda vardır.

Gerek Ceza ve gerekse hukuk muhakemesinde bu tür savunma yöntemi yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu savunma genellikle şu şekilde formülize edilir.  “Hakkımdaki iddiaları reddediyorum. Ancak eğer mahkeme aksi görüşte ise o iddiaların temelini oluşturan deliller şu açıdan hukuka aykırıdır…”

Ama bu savunma türü Yargıtay kararları nezdinde dikkate alınmıyor. Bunun yerine, Yargıtay’ın kabulünün aksine ByLock’un halka açık bir uygulama olduğu (hala APK olarak indirilebiliyor uygulama sitelerinde ve diğer birçok mecrada) konusunu somut verilerle ispatlamak. Aşama aşama tamamlanacak olan savunmada, ByLock’un diğer ticari programlardan bir farkındalığının bulunmadığını, IP tespiti konusundaki hatalar, wifi kullanımından, IP klonlamasından, Mor Beyin uygulamasından, yazışma içeriklerinin olmamasından kaynaklanan yanlış tespitler yer alacak. Bu konular yaşanmış örneklerle ve resmi yazılarla ortaya konularak ByLock’un sağlıklı bir “delil” olmadığı ispatlanacak.

Diğer bir açıdan, Yargıtay’ın “ByLock’un elde edilme yönteminin hukuka uygun usullerle olduğu” yönündeki hatalı tespiti geçmişe dair bir işleme ilişkin bir tespit olduğundan kısa vadede bunu değiştirmeyecektir. Ama Mor Beyin uygulamasında görüldüğü gibi sonradan varolan olgular sebebiyle, “ByLock hukuki delil kabul edilse bile güvenilir bir delil değildir” noktasında yapılan savunmaların etki doğurabilme, beyan edilen büyük şüphenin mahkemeleri  belli oranda ikna edebilme durumu bulunmaktadır.

Savunma yaparken bylock uygulamasının delil olamayacağına dair beyanların ikna edici bir şekilde sunulduğunda, hakim bir tercih, seçim yapmak zorunda kalacaktır. Ya Yargıtay’ın hatalı kararının bir emsal niyetinde sayarak mahkumiyet kararında bulunacaktır ya da hukuk ve vicdan münasebetince beraat kararından bulunacaktır. Hakimlere yapılan baskılardan dolayı hakimin bu tercihi tamamıyla konjonktöre bağlı olarak değişim gösterecektir.

Ayrıca unutulmamalıdır ki, ByLock savunması sadece ilk derece mahkemesi için değil, dosyanın İstinaf, Yargıtay, AYM ve AİHM’e gideceği de düşünülerek yapılmalıdır. Şüphe yok ki bu savunmalar güzel bir şekilde hazırlanıp bylock dava dosyalarına dahil olduğunda yargısal uygulamaların gerçekleşmesine katkıda bulunacaktır.

Mor Beyin Nedir  yazımızı okumak için tıklayınız.

 

 

 

Bu alanlarda bilirkişi, kriminal inceleme, uzman görüşü hizmeti verilmektedir.İletişim bölümünden bizi arayarak bilgi alabilirsiniz.

 

Bilirkisiraporlari.com da yayınlamakta olan her makale kurucu bilirkişilerimiz tarafından yazılmış olup yayınlanmış eserlerden oluşmaktır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında korunmaktadır. İzinsiz kopyalanması yasaktır.